İstanbul’dan Antalya Alanya’ya gitti yerleşti.
Orada şimdi yeni bir başarı hikayesi yazıyor.
Alanya’da tropikal meyveler yetiştiriyor ve dünyanın her yerine satmak için bağlantılar yapıyor.
Ve iddialı bir şey söylüyor,
“Dünyaya yılda 1 milyar dolarlık tropik meyve ihraç edebiliriz.”
Tropikal meyve yetiştirilmesi için fidesinden bahçe kurulmasına, meyvelerin pazarlanmasına kadar bütün aşamalarda üreticilere yardımcı olmaya çalışan Ezici, bu ürünlerin Türkiye’nin her yerinde yetiştirilebileceğini söylüyor.
Birincisi Çin’de koronavirüs salgının ilk görüldüğü yer olan Vuhan’da uzun bir aradan sonra geçen hafta sonunda ilk kez yeni vakalar görüldü.
11 milyon nüfuslu kentte herkese test yapılması planlanıyor.
Vuhan’da bugüne kadar 4 milyon kişiye test yapılmış, 10 gün içinde kentin geri kalanına yapılabileceği söyleniyor.
Koronadan en fazla etkilenen ülke Amerika’da bile günde 300 bin test yapılıyor.
Bugüne kadar ABD’de 9 milyon kişiye test yapıldı.
Türkiye’de ise bu sayı ise 37 bin...
İyi yönettiğimiz salgın sürecinde son günlerde yanlışlar yapıyoruz.
Salgın bitti zannediyoruz.
Bunda iyi gelen rakamların, vaka sayılarının, ölüm oranlarının etkisi var tabii...
Hepimiz bu iyi haberlere seviniyoruz.
Ben epey de gurur duyuyorum.
Vaka sayısına göre hayatını kaybedenlerin sayısı başarılı bir süreç yönettiğimizi gösteriyor.
Çünkü Türkiye’nin en eski kulüpleri burada, en köklü gelenekler burada, en ateşli taraftarlar burada, en önemli hatıralar yine burada...
Hafızamızda öyle unutulmaz hikayeler var ki...
Ve böyle bir kent uzun zamandır sessizliğe büründü.
Statlarımız gecikti.
Kulüplerimiz kendi sahalarında oynayacakları maçları bile kilometrelerce uzaktaki kentlerde oynamak zorunda kaldı.
Ege Sanayicileri İş İnsanları Derneği’nde bana göre çok başarılı bir başkanlık dönemi geçiriyor.
Ben dünya medyasını çok yakından takip ederim.
Ama Sivri en az benim kadar ilgili ve takipçidir.
Bazen beni arar, “Şu haberi gördün mü, böyle bir şey var dikkatini çekti mi?” der...
***
En son konuştuğumuz haber Fransa’dandı.
New York Times ve Le Monde benim olmazsa olmazlarım.
Bild ve Washington Post da ikinci listemde yer alıyor.
Pandemi sürecinde hepsini çok yakından izledim.
Şunu söylemeliyim.
Türk medyası korona sürecinde gayet başarılı bir sınav verdi.
Halkın bilinçlenmesinde, farkındalık yaratılmasında, devletle toplum arasındaki iletişimde neredeyse hiç hata yapmadı.
Devletleri yönetenlerin de bu süreçten dersler çıkardığını düşünüyorum. Elbette böyle bir salgına yüzde 100 hazır olmak mümkün değildi ama doğayı, çevreyi daha iyi kullanabilir, insanlık koronada daha iyi bir sınav verebilirdi.
Pandeminin bitmeye başladığına dair bütün dünyadan önemli mesajlar var.
Vaka sayıları azalıyor, ölümler azalıyor.
Kovit-19’un çıktığı Çin’de otellerin yüzde 90 doluluk oranına çıktığı söyleniyor.
Demek ki, bir iki hafta sonra biz de kendimizi daha iyi hissedeceğiz.
Etrafımda da öyle...
Ben bile, “Bitti galiba” demeye başladım.
Ama uzmanları dinledikçe, doktor arkadaşlarımla konuştukça işin aslının öyle olmadığı anlaşılıyor.
Şu net...