Paylaş
Aslına bakarsanız Büyükşehir’de ve metropol ilçelerde başkanların neredeyse tamamı koltuğunu korudu. Çankaya’da Alper Taşdelen, Gölbaşı’nda Fatih Duruay dışında değişen isim yok.
‘Bir Ankara klasiği’ olan Büyükşehir-Çankaya kavgasının yaşanıp yaşanmayacağı şimdilik merak konusu.
Geçtiğimiz günlerde konuştuğum Çankaya Belediye Başkanı Taşdelen’in “Büyükşehir’le ilişkiler” konusunda ilk mesajı gayet olumluydu:
* Kısır çekişmelerle geçirecek vaktimiz yok. Siyasi gerginliklerin hizmetimizin önüne geçmesine izin vermeyeceğiz.
* Kısa sürede sistemimizi oturtup, çalışmaya başlayacağız
* Şu anda rutin konulardaki aksaklıkları tespit ediyoruz. Vatandaşımızın, öğrencilerin, iş çevrelerinin önerilerini dinliyoruz.
* Özel sektörle uyumlu çalışarak Çankaya’yı hak ettiği yere getireceğiz.
* Yeni bağlanan Ümitköy ve Çayyolu’ndan teşekkür almak beni ve çalışma arkadaşlarımı memnun etti.
Nerede 82 nerede 70
Ankara Hürriyet’te defalarca şehir içindeki hız limitleriyle ilgili şikayetleri yazdık.
İstanbul, Eskişehir, Konya ve Samsun yolu gibi bölünmüş yollarda hız limiti geçtiğimiz haftalarda 70’den 82’ye çıkarıldı. Yasal opsiyonu da eklediğinizde şehrin ana arterlerinde araçlar 90 km hıza çıkabiliyor.
Buraya kadar her şey tamam, iş uygulamaya geçtiğinde aksalık başlıyor.
Hem Ankara Hürriyet’e gelen ihbarlar hem de önceki gün konuk olduğum kentin önemli dinamiklerinden Radyo Trafik’e gelen dinleyici telefonlarından öne çıkan şikayetler şöyle:
* Hız sınırının nerede 82, nerede 70, nerede 50 olduğu net değil. Levhalandırma yetersiz.
* Bazı bölgelerde dijital hız sınırı 82 iken, aynı cadde üzerindeki metal hız sınırı levhalarında 70 yazabiliyor.
* Dijital hız sınırı levhalarının bazıları çalışmıyor.
* Polisin yaptığı hız kontrol uygulama noktalarının bazıları sürücülerde ‘tuzak’ düşüncesi yaratıyor.
Her proje ayrı dert
Ankara’nın atıl yapıları ve yanlış yatırımları kentin kanayan yarasıdır. Cumhuriyet Kulesi, Gökkuşağı ve Samanyolu rekreasyon alanları, üzerinde unutulan vinç nedeniyle Vinç Otel olarak bilinen Çankaya’daki Grand Hyatt bunların sadece bazıları.
Şimdi ise kentin amblemini oluşturan Atakule atıl yapılar arasına girme tehlikesiyle karşı karşıya.
Bir taraftan yenileme projesi devam ediyor, diğer taraftan mülk sahibinin Atakule’nin mimarıyla anlaşmazlığı ve mahkemenin konuya dahil olma süreci yaşanıyor.
Kim haklı, kim haksız önemli değil.
Kentin simgesi olmuş bir yapı konusunda bile uzlaşma sağlanamıyor, konu gazetelere, televizyonlara hatta mahkemeye taşınıyorsa işimiz zor demektir...
Paylaş