Paylaş
‘Dünyanın tek çocuk bayramı’ klişesini defalarca kullanarak...
Maalesef yıllardır adına yaraşır kutlayamayız Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı.
Çünkü bu mühim gün, makamlara bir günlüğüne oturan çocukların sempatik istekleri ya da tebessüme yol açan direktiflerinin ötesine gidememiştir.
Bu sene de öyle oldu. Çocuklarımıza verdiğimiz değeri tüm dünyaya ‘bağıra bağıra’ anlatabileceğimiz bu günü -biz bize- ‘kutlamış gibi’ yaptık.
Yöneticileri eleştirmek, muhalif cümleler kurmak değil amacım.
Bu günü adı gibi kutlayamayışımız da normal aslında.
Ülkenin dört bir yanında çocuğa şiddetin bin türlüsü yaşanırken, sokaklarda çalışan-dilenen binlerce çocuk varken nasıl bir mesaj verebiliriz ki dünyaya?
‘Sokaklar çocuklarımızın, bak diledikleri gibi dolaşıp araçların önüne atlıyorlar. Cam silip para istiyorlar öz güvenleri ne kadar yüksek’ mi diyeceğiz mesela.
Bugün Ankara Hürriyet ekibinden Ender Baykuş’un objektifine yansıyan karelere iyi bakın.
Yurdumun başkentinde durum böyle.
Hangisine inanmak işinize gelirse.
Makamdaki mizansene mi, sokaktaki gerçeklere mi?
Çocuk gözüyle Başkent
TRT Kent Radyo Ankara’da her sabah 08.00-10.00 arasında Osman Altınışık’la yaptığımız Kent Gündemi programının bugünkü konuğu çocuklardı. Yokluğumda Altınışık’a eşlik eden Ankara Hürriyet’in başarılı editörü ve yazarı Fatih Tekeci’nin 4. sınıfta okuyan Ada ve Kerem’le sohbetini keyifle dinledim.
Dayanamadım canlı yayına bağlanıp sordum, ‘nedir Ankara’nın en büyük sorunu’ diye.
Sokak köpekleri çocukların da en büyük endişesi. ‘Rahat rahat yürüyemiyoruz. Neden barınak yok?’ diye haklı olarak soruyorlar.
Kentleşmeden yana dertliler. ‘Yeni yapılan binalar biz çocuklar düşünülmeden yapılıyor. Geniş oyun alanları istiyoruz’ diyorlar.
İlgililere duyurulur...
Değerlendirme haber sonrası
Başkent’in amblemi yıllarca tartışma konusu oldu. Hitit Güneş Kursu olan amblemi, Melih Gökçek başkan seçildiği 1994 yılından bu yana hiçbir zaman benimsemedi.
Yıllarca değiştirmeye uğraştı. 2000’lerin ortasında da değiştirdi. Sonrasında amblemin yargı kararıyla iptali, küçük rötuşlarla bu kararların aşılması süreci yaşandı.
Geçmişin hafızasından geriye kalan tek şey, Sıhhiye’deki Hitit Güneş Kursu Heykeli.
Ankara’da çekilen tüm filmlerde yer alır, pek çok fotoğrafa objedir. Çünkü bu heykel artık Ankara’yla özdeşleşmiştir. Kentin merkezi Kızılay’a girişte karşılama heyeti gibidir.
Bugün gazetemizin manşetindeki fotoğraf hepimizin yüreğini burktu. Heykeldeki geyiklerin birisinin kırık boynuzu, diğer geyiğin boynuzunun koli bandıyla sarılmış olması...
‘Ne de olsa eski amblem bakıma gerek yok’ işgüzarlığı yapıldığını düşünmek istemiyorum. Ne olduğunu haberimizin ardından yapılacaklara göre değerlendirmek en doğrusu...
İYİ Kİ VARSINIZ
Geçtiğimiz salı günü Aşil tendonumdaki kopma nedeniyle ameliyat oldum. Prof. Dr. Mehmet Demirtaş ve ekibi sayesinde başarılı bir operasyon geçirdim.
Ameliyat öncesi ve sonrasında yanımda olan tüm dostlara teşekkür etmeden yazıyı tamamlamak istemedim.
Aslında tek tek isimlerini yazmam gerekir ama aradan bir kişiyi bile atlamanın riskine girmiyorum. Hepinize teşekkür ederim, iyi ki varsınız.
Paylaş