Paylaş
Başkent Ankara’daki askeri alanlarda taşınma hareketliliği başladı.
Türkiye’de kent merkezinde askeri alanların en yaygın olduğu şehirlerin başında Ankara geliyor.
Hal böyle olunca taşınma kararının alındığı ilk gün akıllara, “Askeri alanlardan boşalan yerler nasıl değerlendirilecek?” sorusu geldi.
* * *
Devletin en üst kademelerinden, “Kışlalardan rant bekleyenler avuçlarını yalarlar” açıklaması gelse de son dönemde bazı rant düşkünlerinin ‘konut yapılsın’ fikirleri ortalarda dolaşıyor. Ankara, İstanbul ve İzmir başta olmak üzere şehirlerimizin siluetini değiştirebilecek bu alanlara hangi görüşten olursa olsun herkesin sahip çıkması, siyasilerin ‘yüzde 99’u yeşil alan olacak’ sözlerine sadık kalmalarını sağlaması gerekiyor.
* * *
Ankara’daki askeri alanlarla ilgili çalışmasını paylaşan Atılım Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi aynı zamanda Şehir Plancısı Doç. Dr. Zafer Şahin’in çalışması bu alanların önemini ortaya koyuyor:
* Askeri alanların Başkent’te kapladığı alan 50 milyon metrekare civarında. Yaklaşık Çayyolu kadar.
* En fazla askeri tesis ve bina Çankaya’da.
* Askeri birliklere hizmet için yapılmış 400’den fazla bina ve tesis bulunuyor.
* En fazla askeri arazi Etimesgut’ta. Etimesgut’u Mamak ve Çankaya takip ediyor.
* Askeri arazi ve tesisleri kenti doğu-batı doğrultusunda bir boydan bir boya geçecek bir hatta dizilmiş durumda.
* * *
Şahin, askeri alanların yüzde 70’nin 10 bin metrekare ve üzerinde alanlar olduğunu söylüyor. Bu durumu, ‘planlama doğru yapılırsa büyük fırsat aksi takdirde felaket olur’ diyerek değerlendiriyor.
Askeri alanların planlanma sürecinde kaçınılması gereken ‘kusurlu hareketleri’ sıralıyor:
* Askeri alanlar ‘boş araziler’ olarak değerlendirilmemeli ekolojik hassasiyet ve peyzaj değeri haritaları hazırlanmalıdır.
* Bu araziler parçalanarak lokma lokma yutulacak bir ganimet olarak görülmemeli, Başkent Ankara’nın çözülemeyen sorunları için fırsat olarak görülmelidir.
* Kentin kaderini etkileyecek büyüklükteki bu araziler, çeşitli kamu kurumlarına tahsis, kiralama, devir, mülk verme yerine topyekun hazine arazisi olarak tescil edilmeli, mülkiyet parçalanmasından kaçınılmalı gerekirse bunun için yasa çıkarılmalıdır.
* Askeri arazilerin ‘nasıl olsa kamu’ mantığıyla kamu kurum ve kuruluşları ile STK’lara devrinin önüne geçilmelidir. Geçtiğimiz dönem FETÖ’nün palazlanmasının ve kentsel kamusal alanların talan edilmesinin en önemli kaldıraçlarından birisi bu tür bir tutum olmuştur.
* Kentte bugüne kadar yapılmış yanlış uygulamaların, özellikle de imar planı değişiklikleriyle oluşturulmuş çok yüksek nüfus ve yapı yoğunluklarının meşrulaştırılması ve imar kanununun etrafından dolanılması için askeri alanlar kullanılmamalıdır.
* Tüm ülkeyi etkileyen bir darbe girişimi sonrasında boşalan bu arazilerin karar verme sürecinin tek adamlara devredilmesi çok yanlış olacaktır. Karar verme süreçlerinde katılımcı mekanizmaların kurulması gereklidir.
YEŞİL KUŞAK FIRSATI
Şahin, askeri alanların ‘sağlıklı ve çağdaş planlama fırsatı’ olarak görülmesi halinde Başkent’in yeni bir yeşil kuşağa sahip olabileceğini belirterek yapılabilecekleri madde madde anlatıyor:
* Üst ölçek planlarda askeri alanların kenti bir boydan bir boya geçecek ve çevredeki uydu yerleşmelerle kentin arasındaki sıkışıklığı çözecek bir yeşil kuşak ve koridor olarak planlanması sağlanabilir.
* Yeşil kuşak içerisinde Ankara’daki tüm üniversite ve araştırma kuruluşlarının yaşamın her alanında yerleşim ve sanayi üretimi için projeler üreteceği bir yaşam aksı tanımlanabilir.
* Bu omurga üzerinden başkent Ankara’nın tümüne erişim sağlayacak doğa dostu bisiklet otobanları, yaya ve yürüyüş güzergahları planlanabilir.
* Yine bu omurga üzerinde Ankara’nın yer altına alınarak altyapı sistemine dahil edilmiş akarsuları yüzeye çıkarılarak ekolojik bir koridor mantığıyla ele alınabilir.
* Ankara’da bulunan diğer yeşil ve açık alanlar da bu omurga ile ilişkilendirilerek, Başkent Ankara’nın kılcal damarlarına kadar nüfuz eden, Başkenti bir yaya, bisiklet ve toplu taşım kenti haline getirecek bir sistem tasarlanabilir.
* Başkent Ankara’nın çevresinde ve içinde bulunan doğal yaşam bu yeşil kuşak üzerinden yeşil köprüler ile ilişkilendirilebilir, Başkent Ankara bir yeşil yaşam ağı haline getirilebilir.
Paylaş