Paylaş
Yen, eğitim öğretim yılı başladı. TEOG’un kalkması, üniversite sistemiyle ilgili değişiklik kararıyla birlikte eğitim sisteminde köklü değişiklikler yapılıyor. Bir yandan da tekli eğitime geçiş çalışmaları sürüyor. Tekli eğitimde en büyük sorun olan okul sayısındaki yetersizliğin en çok hissedildiği şehirler İstanbul ve Ankara.
Başkent’te başlanan okul seferberliğinde ise rakamlar işin büyüklüğünü ortaya koyuyor. En geç 2019’un şubat ayında bitirilme hedefiyle 330 yeni okul inşaatı Ankara’da devam ediyor. Ankara Valisi Ercan Topaca’nın göreve geldiği günden bu yana üzerinde en çok durduğu konuların başında eğitim geliyor. Bir araya geldiğimiz Vali Topaca’yla Başkent’teki ‘eğitim seferberliğini’ konuştuk.
* Başkent’te eğitim gören/veren ciddi bir nüfus var. Tabloyu özetleyerek başlayalım...
Ankara öğrenci sayısı itibarıyla çok büyük bir şehir. Şu anda ilkokul, ortaokul, lise ve anaokullarında 950 binin üzerinde öğrencimiz var. Yaklaşık 62 bin öğretmenimiz, 40 bine yakın da dersliğimiz, 2 bin 650 civarında da okulumuz bulunuyor. Üniversiteleri saymadan bile eğitim camiası çok büyük bir camiadır. Tabii bu kadar büyük bir toplumun sorunları ve sıkıntıları olabilir.
* Bu sıkıntı ve sorunların arasında öncelikli çözülmesi gerekenler neler?
Hükümetimizin de programına aldığı 2019 yılına kadar tekli eğitime geçiş hedefini sağlayacak yatırımları hayata geçirmeye çalışıyoruz. Ankara’da 330 okulun yapılmasıyla ilgili çalışmalarımız süratle devam ediyor. Bu okullar Ankara’nın merkezindeki okullar. Büyük metropol ilçelerde, nüfusun yoğun olduğu bölgelerde yapılacak. Bir kısmını yıkarak yapıyoruz, ekonomik ömrünü tamamlamış, şehir merkezindeki bazı binaları yıkıyoruz. 330 yeni okul, 9 bin 376 derslik yapacağız.
* Bu döneme kadar ihtiyaç olduğu halde yapılamamış olmasının temelinde ne var?
İstanbul ve Ankara bu konuda en sorunlu şehirlerden. Başta Sayın Cumhurbaşkanımızın koyduğu hedefler, Sayın Başbakanımızın doğrudan verdiği talimatlar var. Okulların yapılamamış olmasının en büyük nedeni Ankara’da arsa sorunu var, arsa olmayışından kaynaklanıyor. Sayın Başbakanımız bu konuda önümüzü açtı. Milli Eğitim Bakanımız da ödenek konusunda sıkıntı çektirmeyeceğinin sözünü verdi. En üst düzeyde de desteği alınca biz de yola çıktık. Yer sorununu şöyle hallettik: Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediyeleri ve diğer kurumlarla ayrı ayrı toplantılar yaptık. Burada ilçe belediye başkanlarımıza özellikle teşekkür etmek istiyorum. Yenimahalle, Keçiören, Çankaya, Mamak, Altındağ, Sincan Etimesgut bütün belediye başkanlarımız ellerinde ne tür arsa varsa ortaya serdiler. Büyükşehir Belediye Başkanımız da hiç bekletmeden ilçelerden gelen imar planı değişikliklerini dosya halinde meclis gündemine alarak imar düzenlemelerini yaptı ve Ankara’nın eğitim yatırımlarının önündeki büyük bir engeli aşmış olduk. Ödenek akışı başladı, sorunlar çözüldü. Teknik bir ekip oluşturduk, ihalelerimiz şeffaf bir şekilde rekabet ortamı içerisinde hızlıca gerçekleşiyor.
* 330 okul inşaatı ciddi bir ekonomi oluşturuyor. Zaman zaman ihalelerle ilgili bir takım iddialar ortaya atılıyor. Değerlendirmeniz nasıl olur?
Davetiye usulü ihale yapıldığı yönünde eleştiriler var. Keçiören’de yer alan iki ayrı kampüs projesi var. Birinde 3 lise, diğerinde 4 lisenin birleştiği kampüsler. Bunları davetiye usulü yapmamızın sebebi şöyle. Bunlar büyük işler, işlerimiz sağlam ve iyi bir şekilde yürüsün diye güçlü müteahhitleri tercih ettik. Davetiye usulü dediğimiz ihalede 25 tane davetli vardı. Yapılan her ihalede özel ihale odası oluşturduk, kamera kaydıyla gerçekleşiyor. Herkesin gözünün önünde, şeffaf bir ortamda ihaleleri gerçekleştiriyoruz. Vali olarak benim de parayla pulla işim yok. Her ihalede komisyon değişiyor. Kamunun yararını koruyacak şekilde, kaliteli bir yapı oluşturmaya çalışıyoruz.
* 330 okulun yatırım maliyeti nedir?
330 okulun maliyeti yaklaşık 3 milyar 200 milyon TL civarında bir bedel oluşturuyor. Şehir merkezindeki liseleri kampüs alanlarına taşıyoruz, şehir merkezlerine ilkokul ve ortaokul yapıyoruz. Küçük çocuklar çok yolculuk yapmasın, gidip gelmesin, yürüyerek okula gidebilsinler istiyoruz. Liseleri şehir dışına alıyoruz, mevcut lise binalarını da ilkokul ve ortaokula tahsis ediyoruz. Keçiören’de bu çalışmalara başladık, Sincan ilçemizde askeriyeden bir alan aldık, orada da 6-7 tane liseyi toplayacağız.
* Okullar ne zamana yetiştirilecek?
2018-2019 eğitim öğretim yılına yetiştirmek istiyoruz. 2018 eylül-ekim bilemediniz, 2019 şubatına bitecek. Bu yatırım geçmiş dönemlerde bütün Türkiye’de yapılan bazı yatırımlara eş değerdir. Biz bir okul yapmak için 2 sene beklediğimiz zamanları hatırlıyoruz. Allah’a şükür bir buçuk, iki yıla 330 okul yapacağız.
EZİYET ETMEYEN MÜFREDAT ŞART
*FETÖ’nün en büyük zarar verdiği konulardan biri de eğitim sistemi. Dershaneler ve okullarıyla devlet okullarını itibarsızlaştırmaya çalıştılar. Yeni binaların yanı sıra devlet okulların tercih edilmesi için de ne tür çalışmalar yapılacak?
Yeni okulların projeleri çok özel projeler. Eskiden 3 metre genişliğinde koridoru olan okullar vardı. Kışın yağmur çamur olduğu zaman herkes sıkış tepiş o koridorlardan geçmek zorunda kalırdı. Şimdi okullarımızın koridor genişliği 4-4,5 metre olacak. Kullandığımız malzemeler birinci sınıf. Atölyeler ve sosyal tesislerin hep çocukların içinin açıldığı yerler olacak. Çocuklarımızın rahatça ‘bu benim okulum’ diyebileceği kalitede. Konferans salonu, resim-müzik atölyeleri, kantini, peyzajı ve diğer imkanlarıyla birlikte çocuklarımızı gönül rahatlığıyla gönderebileceğimiz yerler olacak. Mevcut okul binalarında bir dönüşüm sağlıyoruz. Bakanlığımızın yaptığı ciddi çalışmalar var; fiziki anlamda ve eğitimin kalitesi anlamında büyük gelişmeler yaşanıyor. Biz olayın sadece fiziki boyutunu konuşuyoruz. Çocuklarımızı ders yükünün altında boğmadan, öğrenerek, yaşayarak eğitim alabilecekleri bir eğitim sistemini sağlamaya dönüktür bu çalışmalar. Müfredatın çocuklarımıza eziyet etmeyecek şekilde hafifletilmesi de biraz inceleyen, sorgulayan, analiz eden, öğrenme yöntemleri çabuk kavramış ve ona göre de kendi öğrenmesini geliştirebilen bireylerin oluşmasına vesile olacaktır. Eğitim öğretimde yapılan çalışma Ankara’nın eğitimdeki başarısı birkaç seviye üste çıkaracak. Bunu yapan ekibin içerisinde olmak benim için bir gurur kaynağı.
EZİYET ETMEYEN MÜFREDAT ŞART
FETÖ’nün en büyük zarar verdiği konulardan biri de eğitim sistemi. Dershaneler ve okullarıyla devlet okullarını itibarsızlaştırmaya çalıştılar. Yeni binaların yanı sıra devlet okulların tercih edilmesi için de ne tür çalışmalar yapılacak?
Yeni okulların projeleri çok özel projeler. Eskiden 3 metre genişliğinde koridoru olan okullar vardı. Kışın yağmur çamur olduğu zaman herkes sıkış tepiş o koridorlardan geçmek zorunda kalırdı. Şimdi okullarımızın koridor genişliği 4-4,5 metre olacak. Kullandığımız malzemeler birinci sınıf. Atölyeler ve sosyal tesisler hep çocukların içinin açıldığı yerler olacak. Çocuklarımızın rahatça ‘bu benim okulum’ diyebileceği kalitede. Konferans salonu, resim-müzik atölyeleri, kantini, peyzajı ve diğer imkanlarıyla birlikte çocuklarımızı gönül rahatlığıyla gönderebileceğimiz yerler olacak. Mevcut okul binalarında bir dönüşüm sağlıyoruz. Bakanlığımızın yaptığı ciddi çalışmalar var; fiziki anlamda ve eğitimin kalitesi anlamında büyük gelişmeler yaşanıyor. Biz olayın sadece fiziki boyutunu konuşuyoruz. Çocuklarımızı ders yükünün altında boğmadan, öğrenerek, yaşayarak eğitim alabilecekleri bir eğitim sistemini sağlamaya dönüktür bu çalışmalar. Müfredatın çocuklarımıza eziyet etmeyecek şekilde hafifletilmesi de biraz inceleyen, sorgulayan, analiz eden, öğrenme yöntemlerini çabuk kavramış ve ona göre de kendi öğrenmesini geliştirebilen bireylerin oluşmasına vesile olacaktır. Eğitim öğretimde yapılan çalışma Ankara’nın eğitimdeki başarısı birkaç seviye üste çıkaracak. Bunu yapan ekibin içerisinde olmak benim için bir gurur kaynağı.
UYUŞTURUCUYA DARBE VURDUK 3 AYDA 400 KİŞİYİ TUTUKLADIK
* Okul içi ve çevresi güvenliği de ailelerin endişeleri arasında. Ne gibi çalışmalar yapılıyor?
Kentin ve okulların güvenliğini sağlamak öncelikli hedefimiz, İçişleri Bakanımızdan da büyük destek alıyoruz. Çok büyük sorunlar yok ama velilerde, öğrencilerde ve öğretmenlerde tedirginliğin olması bile eğitimi olumsuz etkiler. Bunu minimuma indirmek için birçok tedbiri aynı anda alıyoruz. Her okulun bir polisi var. Onun bağlı olduğu bir amir ve o polisin irtibatta olduğu bir okul idarecisi var. Bu ilişkiyi iyi sağlayacak yapıyı oluşturuyoruz. Okulların önünde, çevresinde uyuşturucu satılması, kullanılması ve kullandırılmaya çalışılması konusunda da hassasız. Çok ciddi operasyonlar yapıldı. Son 2-3 ay içerisinde uyuşturucudan tutuklanan kişi sayısı 400’ün üzerinde. Bunları sadece okul bölgelerinde değil kentin tüm bölgelerinde bu mücadeleyi yapmak şeklinde bir temele oturtarak yapıyoruz. Öncelikli hedefimiz gençlerimiz. Bu işi sadece polise havale etmek doğru değil. Velilerimiz ve öğretmelerimizin uyuşturucu ve fuhuş konusunda ciddi bir hassasiyet göstermesi gerekiyor. Uyuşturucu ve fuhuş birbirlerini besleyen unsurlar. Bunlar çoksa güvenlikte sıkıntı vardır. Bunları ortadan kaldırdıkça kentimiz daha güvenli hale gelecek. Varoşlarda bu tür yasadışı faaliyetlerin daha çok olduğunu görüyoruz. Varoşlara dönük Büyükşehir, ilçe belediyeleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yaptığı çalışmaların çok önemli olduğunu düşünüyorum.
ÇETELERİ ÇÖKERTTİK KAFA TUTACAK YOK
* Geçmişte ‘polisin giremediği noktalar’ vardı. Şu an girilemeyen bölgeler var mı?
Polis olarak giremediğimiz Ankara’nın hiçbir noktası yok. Bu işi yapan belli başlı çeteleri çökerttik, hepsi içeride. Polise ve devlete kafa tutacak kimse yok. Devlet buna izin vermez. Vatandaşlarımızın zaman zaman işini gücünü zorlaştıran tedbirler olabilir, bu konuda da onlardan anlayış bekliyoruz. Bir kişinin dahi burnunun kanamasını istemeyiz. Vali olarak benim de sivil bir şekilde girip çıkamadığım nokta yok. Her yere girip çıkıyorum. Akşamları sadece oturduğum muhitte değil, Ankara’nın her yerinde yürüyorum. Eşimle birlikte spor kıyafetlerimizi giyip, şapkamı takıp yürüyorum. Bunu özellikle yapıyorum ki nerede ne sorunlar var kendi gözümle göreyim. Bir zamanlar Çinçin denen bir yer vardı. Bugün Altındağ’ın en güzel yerleşim yerlerinden birisi olma yolunda gidiyor. Altındağ Belediye Başkanımız Veysel Tiryaki’ye yaptıkları çalışmalar için teşekkür ediyorum. Düzgün çalışmalar yapılıp, hayat kalitesini artırdığınızda otomatik olarak o bölgenin kaderi değişiyor.
KASIMDA SAAT DÜZENLEMESİ YAPABİLİRİZ
* Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, okul saatleriyle ilgili valilerin ‘tam yetkili’ olduğunu söyledi. İlerleyen günlerde bir düzenleme olabilir mi?
Saatlerde bu sene bir düzenleme yaptık. Çiftli eğitim yapılıyorsa en erken 07.50’de, tekli eğitim yapıyorsa liselerde 08.00, ilkokul ve ortaokullarda 08.30 olarak programladık. Kasım ayına doğru günler kısalacak. Akşam 16.30-17.00’de hava kararıyor. O zamana doğru gidince belki sabah biraz daha öne çekebiliriz. 08.30’u 08.00’e, 07.50’yi 07.30’a. Çünkü günler çok kısa olduğu için akşam saat 19.30’da 20.00’de çıkan çocuk, geceye kalmış olacak. Burada da hedefimiz akşam 18.30-19.00 gibi okulların dersleri tamamlamış bir noktaya gelmiş olması. Saat ayarlamalarıyla çocuklarımızın daha çok uyumasını ve dinlenmesini gün ışığında okula gidip gelmelerini sağlayacak tedbiri almaya çalışacağız. Tekli eğitime geçtiğimiz zaman bu sıkıntımız olmayacak. Seneye tekli olduğu zaman eğitim 08.30’da başlayacak, 15.00 gibi bitecek.
SERVİSE TAKSİYE KAMERA TAKILMALI
* Velilerin en büyük tedirginliklerinden bir tanesi de okul servisleri. Denetimlerin artırılması söz konusu mu?
Servisleri sürekli denetliyoruz. Yönetmelikte 15 -20 madde var. Bunların hepsi çocukların uygun ve güvenli ortamda okula gidip gelmesini sağlayan düzenlemeler. Bunların uygulanıp uygulanmadığını, kapasite üstü öğrenci alıp almadığını, hostesi bulunup bulunmadığı, hız limitlerine uyulup uyulmadığını çok sıkı denetliyoruz. Haftalık raporlar geliyor.
* Kamera sisteminin tüm servislerde olması gerekmez mi?
Kamera konusunda çalışıyoruz, bütün servislerde kamera sisteminin olmasında fayda görüyorum. Servisçileri de bazı ithamlardan ve töhmet altında kalmaktan kurtaracaktır. Çok yüksek maliyetler gerektirmiyor.
* Aynı sistem taksilerde ve diğer toplu taşıma araçlarında da uygulanabilir. Panik butonu, GPS sistemi ve kamera yıllardır meslek odalarının verdiği sözler ama yerine getirilmiyor. Sizin düşüncenizi öğrenebilir miyim?
Taksilerde kamera sistemi olması düşünülebilir. İstanbul öyle bir uygulama başlattı. Büyükşehir Belediyesi o kararı alıyor. Taksicilerin güvenliğini sağlamak açısından önemli. Zaman zaman müşteri ve taksici arasında uyuşmazlıkların çözümü noktasında faydalı. Bazı olayların aydınlatılmasında da faydalı olur diye düşünüyorum.
Paylaş