Paylaş
Operasyon söylentilerinin en önemli sebeplerinden biri ATO üyesi bazı isimlerin, FETÖ bağlantısı yüzünden Türkiye’den kaçmış olması.
Kaçanların yanısıra bazı isimlerle ilgili ağır iddialar da söz konusu.
ATO Başkanı Salih Bezci’nin birkaç defa yaptığı, “Tüm Türkiye FETÖ gerçeğini 17-25 Aralık sürecinde görmüş, öğrenmiştir. Bu tarihten sonra FETÖ’yle ilişkisi devam eden ya da sempati duyan kim varsa ATO dahil tüm sivil toplum örgütlerinden istifa edip gitsin” çağrısının temelinde de bu yatıyor.
* * *
2017 yılında seçime gidecek ATO’da tartışmalar ve suçlamaların önü arkası kesilmiyor. Geçtiğimiz hafta toplanan ATO Meclisi’ne damga vuran, “FETÖ’cüler ATO yönetiminden ve Meclisi’nden istifa etmiyor/ettirilmiyorsa gerekirse hepimiz istifa edelim” çıkışı yapan ATO Yönetim Kurulu Üyesi olan GİMAT Başkanı Recai Kesimal’in çıkışıydı. Kesimal, çok sert açıklamalarda bulundu:
“FETÖ’nün finans kaynaklarının ortasında ATO yer alıyor. Devletin ATO konusunda neden geç kaldığını şaşırarak izliyorum. Bu adamlar bir şekilde kamufle oluyorlar. Buradan FETÖ soruşturmasını yürütenlere sesleniyorum. Hepimizin ifadesine başvurulması gerekiyor.
* * *
Şu anda FETÖ’cü oldukları gerekçesiyle ATO’dan adam çıkarıyorlar. Çıkarsınlar itirazımız yok. Bunları şimdi çıkarıyorsunuz ama bunlara referans olanlar halen görevde. Onların istifalarını neden sağlayamıyorsunuz?
Son mecliste aramızdaki FETÖ’cüleri istifa ettirtemiyorsan hepimiz istifa edelim dedim. Ama bu saat itibariyle bu kavgada biz neden aynı furyada istifa edelim düşüncesindeyim. Herkesin ifadesini alsınlar gereği yapılsın.”
RANDEVU ALAMIYORUZ
“Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Kayseri Ticaret Odası’na gidiyor, İstanbul Ticaret Odası’na gidiyor ama Ankara Ticaret Odası’na gelmiyor. Biz ATO olarak ne Cumhurbaşkanımızdan ne de Başbakanımızdan randevu alabildik. Devletin zirvesi ATO’yu yok sayıyor. Ben GİMAT dünyası olarak randevu alabiliyorum, ATO Türkiye’nin en büyük ikinci STK’sı olarak randevu alamıyor. Bunun da sebebi ATO’nun içindeki FETÖ’cü yapı.”
'SIKIŞIKLIK HARCI' HAYATA GEÇECEK Mİ?
Kızılay’a araç girişlerinin ‘paralı’ olmasına yönelik taskak geçtiğimiz ay gündeme geldi.
Ankara Hürriyet, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın üzerinde çalıştığı taslağı Başkan Melih Gökçek’e sormuş...
Gökçek ise, New York ve Londra’da uygulanan sisteme sıcak baktığını belirtip, “Olmasında fayda var” demişti.
* * *
‘Kızılay’a girişlerin ücretli olması’ yönündeki düşünce, henüz taslak halinde olsa da...
Yoğun ülke gündeminde pek fazla tartışılamadı.
Ancak, Ankaralılar verilecek kararı merakla bekliyor.
* * *
Konuyla ilgili ayrıntılı çalışması bulunan Atılım Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Savaş Zafer Şahin’den bir mail aldım.
Sistemin dünyada ‘sıkışıklık harcı’ (congestion charge) olarak adlandırıldığını belirten Şahin, bu tartışmanın sağlıklı yürütülebilmesi için dünya deneyiminin tam olarak incelenmesi gerektiğini vurguluyor.
Şahin’in dikkat çektiği noktalar şöyle:
KENTİN YERLEŞİK DOKUSU DİKKATE ALINMALI
* Türkiye, kısa dönemli bir önlem ve yerel yönetimlerin kaynak sorununa yanıt olmak üzere bir pansuman tedbir olarak sıkışıklık harcını uygulayabilir.
* Sıkışıklık harcı uygulaması ulaşım planı ile bir bütün olarak uygulanmalıdır.
* Ulaşım planında sağlıklı bir yere oturtulmayan uygulama bekleneni veremeyebilir.
* Uygulamada kentin yerleşik dokusu dikkate alınmalıdır. Bilgisayar modelleri ile kullanılabilecek alternatif yolların varlığı ve oluşacak fazladan trafik yükü hesaplanmalıdır.
* Aksi takdirde beklenmeyen zincirleme tıkanıklıklar yeni popülist yol yatırımlarına sebep olabilir. Bu da kamu kaynaklarının israfına sebep olabilir.
* Türkiye ve kentler, sıkışıklık harcı gibi kısa vadeli çözümlerin yanı sıra çevre, kentsel yaşanabilirlik ve sağlıklı kent merkezlerinin gelişimi gibi konuları öne çıkaran köklü, yaratıcı ve yenilikçi ulaşım çözümlerini de gündeme almalı ve desteklemelidir.
* Yenilenebilir enerjilerin kullanımı yayalık ve bisiklet yolları, akılcı toplu taşım yatırımları popülist yol yatırımlarının önüne geçmelidir.
Paylaş