Paylaş
Bu hesaplaşma seçimin iki tarafı olan Gürsel Baran ve Osman Gökçek’in çok ötesinde bir hal aldı.
Hatta mesele ATO başkanlığından da çıktı, büyük bir güçler savaşına dönüştü.
Ankara’yı iyi bilen, nabzını iyi okuyan kiminle Türkiye değerlendirmesi yapsak, mesele güvenlik sorunundan sistem ve anayasa değişikliğinden sonra dönüp dolaşıp Ankara oluyor. ATO seçimleri sonrası oluşan tabloya ve büyük hesaplaşmaya geliyor.
* * *
ATO seçimlerinin yapıldığı 3 Aralık tarihinden önceki süreci hatırlayalım. 15 Temmuz’daki hain darbe girişiminden sonra ATO Yönetim Kurulu Üyesi Recai Kesimal’ın “FETÖ’cüler ATO yönetiminden ve Meclisi’nden istifa etmiyor/ettirilmiyorsa gerekirse hepimiz istifa edelim” iddialarıyla odayı seçime götüren süreç hızlandı.
Kulislerde aday olacağı konuşulan Osman Gökçek için 14. Komite ‘feragatta bulunup’ istifa etti ve Gökçek aday oldu.
ATO’da 11 yönetim kurulunun 8’i istifa edince Başkan Salih Bezci de istifa etti ve oda yeni başkanını seçmek için sandık kararı aldı.
* * *
Osman Gökçek seçime 5 gün kalıncaya kadar tek adaydı. Bir ay boyunca ATO meclis üyelerinin çoğuyla bir aradaydı. 142 meclis üyesinden ‘destek’ imzasını da cebine koyduğunu açıklayınca, hem kendisi hem de kamuoyunun büyük kısmı ‘bitti bu iş’ düşüncesine kapıldı.
Gökçek’in karşısına Gürsel Baran aday oldu. Ankara esnafının bildiği bir isim olsa da kamuoyu onu ‘Emine Erdoğan’ın dayısının oğlu’ olarak tanıdı.
* * *
ATO’nun 188 meclis üyesinin 142’sinin imzalı desteğini almanın güveniyle Osman Gökçek cephesi seçimle ilgili kaygı duymuyordu. Gürsel Baran kısa süre kalmış olmasına rağmen geçen seçimin 73 oy alan adayı Mustafa Deryal’le birlikte iddiasını ortaya koydu. ATO sandığından Baran’ın çıkması pek çok kişiye sürpriz oldu.
* * *
ATO seçiminin hemen ardından sosyal medyada yayılan bir video seçimin sandıkta bitmeyeceğinin habercisi gibiydi. Osman Gökçek’in yakın çalışma arkadaşlarının da paylaştığı videoda, Gökçek’in seçimi TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, ATO eski Başkanı Salih Bezci ile Meral Akşener’in de aralarında bulunduğu MHP’nin muhalif isimleri ve bazı CHP’liler yüzünden kaybettiği anlatılıyordu.
* * *
Bu videonun ardından Melih Gökçek ya da Osman Gökçek’ten bir açıklama gelmedi. Ta ki Melih Gökçek’in sert açıklamalarına kadar. Gökçek ‘kadim dostu’ TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nu, ‘Osman Gökçek’e karşı ATO’yu organize etmekle, istikbal kaygısıyla FETÖ’cülerle işbirliği yapıp Gökçek’i seçtirmemek’ iddialarıyla karşısına aldı. Gökçek, “Oğluma karşı 7 düvel birleşti” dedi.
* * *
Hisarcıklıoğlu hiçbir açıklama yapmadı. ATO Başkanı Gürsel Baran da, “Ülkemiz şu anda 7 düvelle uğraşıyor. Biz böyle bir ortamda şahsi işlerimizi gündeme taşıyıp polemik konusu yapmayı hiç istemiyoruz ve doğru bulmuyoruz” dedi, Gökçek’in iddialarını okumaya vakti olmadığını belirterek ekledi: “Belki yazılı bir açıklama yapıp, mevzuyu kapatabiliriz... ATO’nun kurumsal kimliğiyle ilgili bir takım iddialar varsa, buna yanıt veririz.” Baran’dan bugüne kadar konuyla ilgili herhangi bir açıklama gelmemesi, ‘konunun uzamasını istemediği’ şeklinde yorumlandı.
* * *
Ancak Gökçek cephesinde işlerin pek öyle yürümediği açık. Önce Başkan Gökçek Hisarcıklıoğlu-Bezci ortaklıklarının olduğu Ankara’daki AVM’lere zabıta gönderdiği iddiaları gündeme geldi. Gökçek’in bu AVM’lerle ilgili zabıtanın ötesinde daha ‘sarsıcı’ bir hazırlığı olduğu iddiaları ise kulağıma gelenler arasında.
* * *
‘AVM hazırlığı’ şimdilik bir iddia olsa da önceki gün Büyükşehir Belediye Meclisi’nde yaşananlar gerginliğin yumuşamasını bırakın ‘Ankara’daki güçler savaşının’ daha da kızışacağının göstergesi. ATO’nun mevcut binasının yıkılarak yerine 70 katlı bir sembol bina yapılması projesi Salih Bezci döneminde gündeme gelmişti. O dönem Gökçek’in de destek verdiği bina için 4 emsalle bir plan yapılmış, 270 metrelik binanın önü açılmıştı.
Mahkemenin iptal ettiği plan 3.90 emsal olarak yeniden planlasa da mahkeme bu planı da iptal etmişti.
* * *
Bu kez ATO yönetimi daha düşük bir yoğunlukla Meclis’e yeni bina için plan sundu. Yeni planda emsal 2.5’a indirildi. Muhalefetin karşı çıkmasına rağmen daha önce 4 emsali kabul eden Meclis bu kez, “İmar planı değişikliği önerisinin yargı iptal gerekçelerini karşılamadığı inşaat ve nüfus yoğunluğunu, trafik yoğunluğunu artırıcı nitelikte olduğu, artan nüfusun ihtiyacı olan sosyal ve teknik alt yapı alanının sağlanmadığı” gerekçesiyle planı kabul etmedi.
* * *
Bu zamana kadar Gökçek, Gürsel Baran yönetimini direkt hedef almıyordu. 10 aylığına seçilen ATO yönetimini hedef alan ilk somut hamle yeni planı engellemek oldu. Çünkü ‘sembol bina’ projesi Osman Gökçek’in de vaatleri arasındaydı. Eğer Gökçek başkan seçilseydi muhtemelen plan geçecekti. Ankara’da kılıçlar çekildi. Aynı mahallede Ankara’ya hakim olma mücadelesi daha da kızışacak gibi gözüküyor. 9 ay sonraki ATO seçimi de tıpkı son seçimde olduğu gibi sadece bir odanın seçimi olmayacak. Taraflar da bunu biliyor, hamlelerin daha da sertleşmesi kimseyi şaşırtmamalı...
O YORUMLARA ÜZÜLDÜK, ÇÜNKÜ...
Hürriyet Ankara editörü Fatih Tekeci’nin kaleme aldığı ‘Burada Okur Yazar’ köşemiz...
1 Kasım 2013’ten bu yana, okurun kentteki sesi, sorunların takipçisi oldu. Olmaya da devam ediyor.
Üç yılı aşkın bu sürede:
Yüzlerce şikâyet, öneri ve cevap bekleyen soru.
‘Güler misin, ağlar mısın’ dedirten fotoğraflar.
Kentte göze batanlar, gözden kaçanlar.
Okur-gazete işbirliğiyle sütunlara taşındı.
* * *
Ama bir olay var ki...
Hem bizi, hem de Fatih Tekeci’yi çok üzdü.
O da...
Okur Köşesi’nde 9 Ocak günü ‘Kediler hastanede cirit atıyor’ başlığındaki -okur Ali Avni Y.’nin gönderdiği- mail.
Okur Ali Avni Y., “Ankara Dr. Sami Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Acil Servisi’nde kediler cirit atıyor. Sağlık Bakanlığı’nın dikkatini çekerek, hastane yönetimini buradan uyarıyorum” diye yazmış.
Google’a yazın.
Geçen yıl da aynı haber Çapa’daki İstanbul Üniversitesi (İÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi için yapılmış.
Başlığı şu: “Hastanede kediler cirit atıyor.”
* * *
Dedim ya üzüldük...
ÇÜNKÜ: Sosyal medya’da Fatih Tekeci’nin okur maili üzerini yer verdiği bu yazı sonrası bazı hayvanseverler linç kampanyası başlattı.
ÇÜNKÜ: Hem Hürriyet Ankara’nın, hem de Okur Köşesi’nin her zaman hayvan haklarını savunduğuna bakılmadı.
ÇÜNKÜ: Tek bir kare fotoğraf ve tek bir mail’le gazetecelik üzerine ahkamlar kesildi. Ağza alınmayacak sözler sarfedildi.
* * *
Ankara’da kimsenin hayvan haklarından bahsetmediği yıllarda köpek katliamlarını ortaya çıkarmış...
Bırakın Ankara’yı, Türkiye’de ve dünyada ses getiren haberleri yapmış bir gazeteci olarak; gazetemizin bu konudaki hassasiyetini bildiğim için üzüldüm.
Bu yüzden de bu konuyu yazmak istedim.
Paylaş