Askeri alan sessizliği

FETÖ’nün 15 Temmuz’daki hain darbe girişiminin ardından askeri alanların şehir dışına çıkarılması kararlaştırılmıştı.Bu durumun Ankara için büyük bir fırsata dönüşebileceğini o dönemde yazmıştım.

Haberin Devamı

Askeri alan sessizliği

Başkent’te askeri alanlar yaklaşık 50 milyon metrekarelik yer kaplıyor. Çok ciddi bir kısmı ise yeşil alan.
Askeri alanların bir kısmının bölge parklarına çevrilmesi, merkezinde büyük yeşil alanlara sahip olmayan Ankara’ya nefes aldıracağından kimsenin şüphesi yok. Kenti çevreleyen bir yeşil kuşak oluşturmak mümkün.
* * *
O dönemin açıklamalarına bakarsanız başta Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki olmak üzere pek çok yönetici askeri alanların yapılaşmaya açılmayacağını söyledi.
Hatta Özhaseki, “Yüzde 100 olmasa da yüzde 99’u yeşil alan olacak. Rant beklentisi olanlar avuçlarını yalasınlar” açıklamasıyla farklı çevrelerden olumlu tepkiler almıştı.
Askeri alanlarla ilgili yol haritası ise henüz kamuoyuyla ya da yerel yöneticilerle paylaşılmadı.
Endişem çoğu kişinin endişesi, kentin bir daha ele geçmez ‘yeşil kuşak’ fırsatını kaçırma ihtimali.
Bunun önüne geçilmesinin tek yolu bütüncül bir yaklaşımla askeri alanların değerlendirilmesi...

Haberin Devamı

KÜÇÜK BİR HATIRLATMA

Askeri alanlarla ilgili ilk endişe verici durum Keçiören’de yaşanmıştı.
Keçiören Gümüşdere Mahallesi Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığı’na ait 300 dönümlük alanda 2 emsalli bir yapılaşmaya fırsat tanıyan çalışmaya hem Büyükşehir hem de Keçiören belediyeleri olumsuz yönde görüş vermişti.
Bu yazımın ardından Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak’la konuşmuştum. İki başkan da o alanın park olması gerektiğini vurgulamıştı.
Hatırlatayım dedim...

ARTIK HER YERDELER

Geçmişte işlek kavşaklardaydılar. Artık her yerdeler...
Bazıları mülteci bazıları ülkenin çeşitli yerlerinden gelmiş, yaşı küçük büyük dilenciler...
Okurlarımızdan sıkça şikayet alıyoruz. Okur-Yazar köşesinden Fatih Tekeci defalarca dile getirdi.
Sayıları her gün artıyor. Çıplak ayaklıya çorap veriyorsunuz, alıyor, giymiyor.
Yiyeceği, kıyafeti beğenmiyor.
Bu satırların yazarı olarak ‘Dilenciye hiç para vermedim’ desem yalan söylemiş olurum. Yani bu çarkı bilen de veriyor, kanan da. Öylesi vicdani bir duruma da dönüşüveriyor.
Polisin, zabıtanın da eli kolu bağlı. Kanunlar çerçevesinde alıp kabahatler kanununa göre işlem yapıp bırakıyorlar. Sonra çark yeniden işlemeye başlıyor.
Ama net olan bir şey var. Her köşe başında dilenci olan Başkent olmaz.

Haberin Devamı

Askeri alan sessizliği

KAMERA SAYISI YETERSİZ

Kentteki üst geçitleri koruyamıyoruz. Sadece zarar vermeye programlı kent vandallarının yerini son dönemde hırsızlar aldı.
Üst geçitlerin korkuluklarından, asansörü olanların elektronik parçalarına kadar aklınıza ne gelirse çalıyorlar.
Sadece üst geçitler değil elbet. Hırsızlar, rögar kapaklarından kablolara aslında şehirde para eden ne varsa dadanmış durumda.
Her köşe başına güvenlik görevlisi dikilemeyeceğine göre geriye tek bir çare kalıyor. Hem içinden geçtiğimiz terörle mücadele dönemi hem de adi suçlarla mücadele için Ankara’daki kent içi kameralı izleme sistemi olarak bilinen MOBESE’nin geliştirilmesi, kamera sayısının artırılması gerekiyor.

Yazarın Tüm Yazıları