Paylaş
Siyasi gelişmeleri değerlendirecekken, Çetinkaya, “Deniz Bey, bugünlük siyaseti bir kenara bırakalım, Başkent yaşantısını konuşalım. Elimizde ürkütücü istatistikler var ve bunlar siyasetten çok daha önemli” diyerek söze başladı:“Ankara’nın bir görünen yüzü var bir de görünmeyen yüzü var, Ankara’nın hep bir duyulan tarafı var duyulmak istenmeyen tarafı var. Yaşadığımız şehirde gözlerimizi kulaklarımızı tıkayarak Ankara’ya çok büyük kötülük etmekteyiz. Hepimizin herkesin kendi oranında bir suçu var. Ankara şu anda ikiye bölünmüş durumda. Eskişehir yolu sadece fiziki olarak değil, her anlamda bu kenti ikiye bölüyor.
AYNI ŞEHİRDE AMA BİRBİRİNDEN UZAK
İnsanlar, sınıflar halinde yaşamaya mecbur bırakılıyor. Gelir düzeyleri, eğitim kalitesi durumu, alışkanlıklar, yaşam tarzları, suç çeşitliliği ve oranları, giyim ve kuşam, hatta araç markaları bile Ankara’da ilçe ilçe, bölge bölge farklılıklar taşıyor. Aynı şehirde yaşayan ama birbirinden uzak, kaynaşamayan bir şehir görüntüsü var. Ankara’yı yönettiğini iddia eden yetkililer, bir tarafı kalkınmış, bir tarafı açıkta kalmış, bir tarafı süslü, bir tarafı puslu, bir tarafı güvenli, bir tarafı güvensiz, hamasi söylemlerle bir şehir imal etti.Bazıları TÜİK verileri, bazıları bizim kendi araştırmalarımız sonucu çıkan veriler, acil önlem alınmazsa daha karanlık günlerin bizi beklediğinin göstergesi.
UYUŞTURUCU KULLANIMINDA İLK SIRADA
İstatistiklere göre uyuşturucu kullanımında Ankara Türkiye’de ilk sırada, eroin kullanımında da ilk sırada kentimiz yer alıyor. Türkiye’de 21 tane uyuşturucu kullananları tedavi etmek üzere kurulmuş mücadele hastanesi ve bir tanesi de Ankara’daki AMATEM. Zaman zaman kapatılacağı şeklinde duyumlarımız oluyor. Ama kapatılmasını bırakın karşılaştığımız olaylar bu tesisin yetersizliğini gözler önüne seriyor. Ankara İl Başkanlığımız Ulus’un merkezinde, buraya suç oranı yüksek bölgelerde oturan ailelerimiz geliyor. Çocuklarını AMATEM’e yatıramadıklarını söylüyor. Bazı genç kardeşlerimiz, “Başkanım beni AMATEM’E yatırın. Bu illetten kurtulmak istiyorum, yer vermiyorlar, belediyeye gidiyorum yardım etmiyorlar” diyor.
RAKAMLAR İYİ ŞEYLER SÖYLEMİYOR
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri de Ankara için iyi şeyler söylemiyor. Ankara konut yeterliliğinde 8. sırada, gelir ve servet açısından ikinci sırada. Sağlık açısından da 8. sırada olduğu söyleniyor. Bu rakamlara tezat olarak üniversiteler kenti dediğimiz Ankaramız eğitim alanında 44. sırada. Çevre ve peyzajda 59. sıradayız. Yani Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’nın, ‘Ankara’da yeşil şu kadar bu kadar’ dese de rakamlar aksini söylüyor. Ankara’nın ekolojik dengesi sıkıntıda.
ELBİSTAN’DAKİ SANTRALLE YARIŞIYOR
Sıhhiye’nin, Demetevler’in hava değerleri Elbistan Termik Santrali’nin olduğu bölgeye neredeyse eşit çıkıyor. Ankara’da refüj ortalarına ağaç dikmeyle çalıyla çırpıyla veya ilçe merkezlerindeki küçük parklarla Ankara’nın havası temizlenmiyor. Ankara güvenlik sıralamasında 75. sırada. Ne kadar vahim. Kentteki mutluluk oranlarına baktığımızda 64. sırada çıkıyoruz. Ankara’da konut var, huzur yok. Ankara’da gelir düzeyinde servet düzeyinde ikinci sırada güvenlik yok. Maalesef mutsuz bir Başkent’te yaşıyoruz. Başkent amblemini, bugün hepimizin sanal ortamda kullandığı dudağı aşağı doğru bükülmüş, somurtan yüz ifadesini kullansak tam yerini bulur.
BU GÖRÜNTÜ BAŞKENT’E YAKIŞMIYOR
Bugün Ankara’nın neredeyse her bir kavşağını özellikle Suriyeli göçmenlerin parsellediği görüyoruz. Günün her saatinde kentin kavşaklarında bebekli anneleri, çocukları ya da madde bağımlılarını görmek mümkün. Ne bu istatistikler ne de bahsettiğim bu görüntü Avrupa Başkenti Ankara’ya yakışmıyor.
HER TÜRLÜ İŞBİRLİĞİNE HAZIRIZ
Sözlerimin ‘siyasi eleştiri’ olarak algılanmasını istemem. Bu sözleri siyasi bir partinin il başkanı olarak değil, bir baba olarak, Ankara’da yaşayan bir vatandaş olarak kaygıyla söylüyorum. Türkiye 15 Temmuz’da ihanet emelleri besleyen hainlere karşı, “Vatan, millet, bayrak” diyerek sokaklara döküldü, ülkesine sahip çıktı. Ardından Yenikapı ruhunu yaşadık. AKP, MHP ve CHP liderleri, Cumhurbaşkanımız, Sayın Başbakan, Genel Kurmay Başkanımız milletle buluştu. Ankara’da bizler de bunu yapabiliriz. Ankara’nın geleceği için Ankara’da yaşayan hemşerilerimizin huzuru ve mutluluğu her el birliğine hazırız. Ankara’nın iyileştirilmesi kötülüklerinin yok edilmesindeki her kararın arkasında oluruz.
ANTİDEPRESAN KULLANIMINDA REKOR ARTIŞ
Çetinkaya, ‘mutsuz başkent’ olarak tanımladığı Ankara’ya ilişkin çarpıcı bir istatistiği de şöyle aktardı: Antideprasan ilaç kullanımıyla ilgili çok çarpıcı bir de örnek var Ankara’da. 2012’den 2016’nın ilk 9 ayına kadar katlanarak artmış. Merkez ilçelerde 2012’de satılan antidepresan sayısı 38 bin 534 iken, 2016’nın ilk 9 ayında bu rakam 83 bin 894’e çıkmış. Bunlar çok dehşet verici sonuçlar. Güvenlik sorunu olan mutsuz olan ikiye ayrılmış, bir tarafında farklı hayat diğer tarafında bambaşka bir hayat yaşayan Başkent bu durumda.Görüştüğümüz uzmanlar bu artışın sebebini mutsuzluk, hayat kalitesinin düşük olması, bunları telafi edecek çevresel şartların olmayışına bağlıyor.
Paylaş