Paylaş
Borsada yaşanılan hızlı düşüş de Irak tedirginliği’nden filan değil hükümetin AB ve Kıbrıs meselelerindeki beceriksizlikten kaynaklanıyor. Üstelik bu sadece benim değil bir çok büyük borsacının da ortak görüşü.
Bir kere daha hatırlatmam gerekiyor belki de: Borsacıları hafife almayın! Onlar hayatlarını bıçak sırtında yaşayan insanlar.
Borsacılar hayatı saniyelerle hatta saliselerle yaşayan insanlar. O nedenle de analiz yetenekleri sıradan insana kıyasla birkaç kat daha fazla gelişmiş. Ama bunu sadece borsada ya da başka piyasalarda para kazanmak için kullanıyorlar diye onları suçlayamazsınız. Bir cheetah 120 kmph hıza ulaşabilir ama bunu ceylan yakalamak için kullanır. Bunda yanlış bir şey yok çünkü yaşaması gerek. Sizden daha hızlı koştuğu için bir cheetah’yı suçlayamazsınız değil mi? Bu biiiiiirrr...
Gelelim ikinci şıkka: Borsa tüm dünyada reel ekonominin, Türkiye’de ise hayatın barometresidir. Çünkü borsada bu ülkenin en tanınmış sanayicilerinin de, patronlarının da, Kapalıçarşı’nın gizli dolar milyonerlerinin de, Adanalı toprak ağasının da, Giresunlu fındık tüccarının da parası yer alır.
Bu adamlar hayatı en zor yoldan okumuş, eski kulağı kesiklerdendir. Ve çok zor kazandıkları için de paraları kıymetlidir. Eğer borsaya paralarını sokmaya başlamışlarsa o zaman rahatlayabilirsiniz, işler iyi gidecek demektir. Hata işlerin iyiye gitmesini sağlayanlar da yine aynı adamlardır.
Eğer seçim sonrası borsada işlem hacmi 1.5 milyar dolarları aşmış bugün ise yine 250-300 milyon dolarlara kadar gerilemiş İMKB 100 Endeksi 11.000 puan sınırına gerilemişse durup bir sormakta fayda var. Bir ay önceki para nereye ve niye gitti? Borsacıları bu sorunu cevabını net biçimde vermeye başlamış durumdalar.
Bakın size son iki haftayı borsacılarla birlikte nasıl analiz ettiğimizi anlatayım: Kopenhag Zirvesi’ne adeta İkinci Viyana Kuşatması’ndaki ruh hali ile giden AKP yönetimi, tehdit ve şantajın yılların kurt Avrupalı politikacısına işlemediğini görünce bu sefer “haksızlık yaptınız, çifte standart var” diye şarlamaya başladı. Arkasından buraya gelince “biz zaten 2003 tarihini vermeyeceklerini biliyorduk. Ama tüccarız ya, pazarlık için öyle dedik” diyerek egemen bir ülkenin dış politika ciddiyetinin nasıl ayaklar atına alınacağını gösterdiler sağ olsunlar.
Bu arada Hürriyet gazetesinin 17 Aralık Salı tarihli sayısında sağ alt köşede “Zeynel Lüle” imzalı bir haberde Fransız kaynaklarına dayanılarak şöyle bir bilgi iletilmiş: “Kasımpaşalı tavrı bize 6 ay kaybettirdi.” Haberde adı geçen Fransız kaynaklarına göre Fransa Devlet Başkanı Chirac tarih olarak Temmuz 2004’ü belirledi ama Türk tarafı “Barış bozulur, AB de bunun sonuçlarına katlanır” deyince “Bize şantaj var” deyip tarihi 6 ay erteledi ve böylelikle 2004 sonu tarihi ortaya çıktı.
Buyrun! Buna ne dersiniz peki?
Ülkenin Dışişleri Bakanı bir ihtimali dile getirmek için bile olsa kamuoyu önünde “Türk Silahlı Kuvvetleri” ile “işgalci güç” isimlerini aynı cümle içinde kullanma cesaretini gösterdi. Savunması da şu: “Ben TSK işgalci güç konumuna düşer demedim. Eğer 28 Şubat’a kadar sorun çözülmese Rum tarafı (TSK, AB topraklarında işgalci güçtür) diyebilir, buna karşı tedbir alalım, dedim.
Yaşasın ne kadar akıllıca bir açıklama. Hepimiz bir güzel rahatladık işte.
Sonra ortalıkta dolaşan şu “AB’den tarih almak için Kıbrıs’a 28 aralık tarihine kadar çözüm sözü vermek” söylentisine ne demeli.
AKP Yönetimi bunu başbakan Abdullah Gül’ün açıklamalarıyla yalanladı ama dün Cumhurbaşkanı başta olmak üzere Genelkurmay Başkanı ve devletin resmi yüzünü temsil eden isimlerin KKTC Cumhurbaşkanı sayın Denktaş’ı ziyaret etmeleri, bu söylentinin devlet kademelerinde de rahatsızlık yarattığını gösterdi kanımca. Ayrıca Kıbrıs harekatı dönemindeki başbakan yardımcısı Necmettin Erbakan da Denktaş’a bir ziyarette bulundu ki bu ziyaretin de manidar olduğunu düşünmemek için hiçbir sebep yok.
Bugün bir Kıbrıs zirvesi düzenlenecek. Zirveye Cumhurbaşkanı sayın A. Necdet Sezer, Başbakan Abdullah Gül, Dışişleri bakanı Yaşar Yakış, Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök Paşa, Kıbrıs Savunma ve Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu katılacak.
Kanımızca bu toplantıda da Kıbrıs meselesi ile ilgili o malum “tarih için Kıbrıs” söylentileri ve AKP’nin Kıbrıs konusundaki hakiki tavrının ne olduğuna “bakılacak”.
Görülen o ki AKP, ilk sınavında başarısız olmakla kalmadı, zücaciye dükkanındaki fil gibi Türk Devleti’nin bütün teamüllerine aykırı davrandı. Borsacılar bunu fark eti işte, o nedenle iki günde 1500 puanlık bir düşüş gördük İMKB 100 Endeksi’nde.
Paylaş