Paylaş
Bu karar ile birlikte 2003 yılına Erdoğan'ın başbakanlığı ile girebiliriz. Irak'ın BM kararlarına uyacağını açıklaması ile birlikte ortadan kalktığını umduğumuz savaş olasılığı ise aralık ayı ile birlikte, maalesef, eskisinden daha güçlü bir biçimde geri döndü.
Yılın son ayında Türkiye gündeminin ne kadar ciddi meselelerle dolu olduğunu görünce, bari bugün de borsa yerine 2003 yılına kadarki bir aylık zaman dilimi içinde nelerle karşılaşacağımızı bir hatırlatayım istedim. Türkiye'deki tüm piyasalar yarın birinci seansın ardından kapalı olacak. O nedenle asıl önemli hafta gelecek hafta olacak. Ve bu haftanın ilk krizinin de büyük olasılıkla Irak'ta çıkacağını düşünüyorum.
Çünkü 8 Aralık Pazar günü BM tarafından Irak'ın elindeki mevcut silahları açıklaması için son gün olarak tayin edildi. Kriz çıkacak çünkü Irak yönetimi daha şimdiden "Silah bildirimi yeni unsurlar içerecek ama kitle imha silahları ile ilgili olmayacak" şeklinde bir açıklama yaptı. Böylelikle daha son güne yaklaşık bir haftalık bir zaman olmasına rağmen ABD'nin Irak'ı vurmak için biriktirdiği bahanelere bir yenisini ekledi.
Gerçi bahane olsun olmasın ABD Irak'ı vuracak biliyorsunuz değil mi? Ve çok büyük olasılıkla birkaç milyar dolarlık yardım alan ya da askeri borçları silinen Türkiye de "Bakınız Kürt devleti kurulmasını engelledik, savaşı erken bitirerek zararımızı azalttık" gibi komik bahanelerle bu müdahaleye destek verecek. Hayat ne kadar ilginç şeylere kadir ayrıca. Erdoğan'ın hocası Erbakan iktidara geldiğinde ilk iş İsrail ile anlaşmalar yapmıştı. Şimdi de Erdoğan ilk işe ABD ile anlaşma yoluna gidiyor.
İkinci kritik mesele ise 9 Aralık'ta başlayacak olan dördüncü gözden geçirme olacak. IMF heyetinin temasları dün başlamıştı ve bu akşam da bir basın toplantısı düzenlenecek. Fakat dördüncü gözden geçirmenin nasıl tamamlanacağı hala netleşmiş değil. Yeni bir stand-by mı imzalanacak yoksa mevcut program mı revize edilecek belli değil. Kimi AKP'li yöneticiler mevcut programın revize edileceğini söylüyor kimileri ise bu gözden geçirmede yeni bir sürü unsurun dikkate alınacağını söylüyor. Bu nedenle AKP yönetiminde de IMF temasları ile ilgili bir kafa karışıklığı olduğu izleniyor. Ayrıca kamuda yüzde 30 oranında atıl istihdamın azaltılması ve TMSF kapsamındaki bankalar (Pamukbank ve Yapı Kredi mesela) konusunda hangi adımların atılacağı da bilinmiyor.
10 Aralık'ta ise üçüncü çeyrek GSMH ve GSYİH büyümesi rakamları açıklanacak. Genel beklenti yüzde 6.5-7 civarında rakamların çıkması ama daha düşük ya da yüksek rakamlar kısa vadede piyasaların yönünü etkileyebilir.
11 Aralık'ta Nazine'nin 6.1 katrilyonluk büyükçe bir iç borç ödemesi mevcut.
12 Aralık ise kritik dönemece girdiğimiz gün olacak. Genişlemenin ele alınacağı AB Kopenhag zirvesinde Türkiye'nin nasıl bir sonuçla karşılaşacağını göreceğiz. Bu konuda yazacak yeni bir şey yok. Her şey konuşuldu şimdi iş sadece beklemeye kalmış durumda.
13 aralık tarihi Pamukbank için incelemenin bitiş tarihi fakat Danıştay kararından sonra sürecin nasıl işleyeceği bilinmiyor.
Haftasonunda ise DİE Kasım ayı kapasite kullanım oranlarını açıklayacak. Ayrıca Maliye 2002 yılı bütçe rakamlarını açıklayacak.
16 Aralık haftasında Cuma'ya kadar ajandada yer alan önemli bir olay yok. Cuma günü ise Pamukbank için son teklif verme günü.
25 Aralık'ta ise haksız mal edinme iddiası ile Recep Tayyip Erdoğan aleyhinde açılan davanın duruşması yapılacak.
Bunların tamamının ajandamızda yer alan gelişmeler olduğunu söyledik. Ama bunlar dışında onlarca farklı gelişmenin yaşanacağı bir sürece girdiğimizi bilmek için de müneccim olmaya gerek yok. O nedenle Aralık ayının kritik bir ay olduğunu bir kere daha tekrarlamakta fayda var. Yatırımcı güvenli sulara dönmek zorunda. Ve orası da bu aralar borsa mı, şahsen ben pek emin olamıyorum.
Paylaş