Yatırımcı için sıkıntılı bir hafta

Haftaya pek de iç açıcı bir seyirle başlamadık. Pazartesi günü liderler zirvesi yapıldı. konu 2002 yılı için alıması planlanan tasarruf tedbirleriydi. Ya da biraz daha büyük ölçekte bakarsak "devletin küçülmesi" meselesi. Ama bir türlü piyasaların istediği açıklama gelmedi.

Ve süreç uzadıkça endeksi yukarıya taşıyan, ve bu koşuda nefesleri tükenen hisse senetlerine satış gelmeye başladı. Gün boyunca hem İMKB 100 endeksi hem de işlem hacmi yerlerde süründü.
Aslında piyasa için yazacak şey pek kalmadı. Yatırımcının bu aralar ihtiyacı olan nerede durduğunu netleştirmek. Mesela:

IMF heyeti temaslarını sürdürüyor. Bu hafta içinde reel sektör temsilcileri ile de bir araya gelecek. Ek kaynakla ilgili açıklamanınsa hafta sonuna doğru yapılması bekleniyor.

Piyasalar hala umutlu. Ama IMF'nin ek yardım için devletin küçülmesini şart koştuğu da biliniyor. Yani anlayışı en kıt insanın bile (mesela ben) anlayacağı gibi IMF devletin etkili ve daha mobil hale gelmesini, kısacası milletin sırtından inmesini istiyor.

Oysa bizi yönetenler "Türk devleti nasıl küçülürmüş" diye sahte histeri krizlerine girip, sonra da kapalı kapılar ardında IMF'nin her dediğini birebir yapan insanlar. Hem ağlarım hem giderim misali. Bana salaha ulaşmamız biraz zor gibi görünüyor ama hayırlısı. Umut fakirin ekmeği ne de olsa... (bu arada 200 gr ekmek 200 bin lira)

Belki inanmayacaksınız ama piyasa profesyonelleri bu hükümeti çoktan bitirmiş durumda. Hatta teknokratlar hükümeti senaryosu gayet ciddi bir biçimde tartışılıyor. Yani Ankara ile İstanbul'un gündemi birbirinden gerçekten çok ama çok farklı.

Bu arada Afganisten hareketi unutuldu gitti. Oysa geçen hafta Cuma günü harekatın Irak'a doğru genişleyebileceği, Türkiye'nin Kuzey Irak'ı ilhaki tartışılıyordu. Unutmamakta fayda var. Her an Irak meselesi şişirilip piyasaların önüne koyulabilir.

Son ama önemli bir not...

Piyasalarda küçük yatırımcıyı korumak için başaltılan "disketle emir iletimi sistemi" son günlerde biraz daha yoğun biçimde eleştirilir oldu. Son olarak da Sabah Gazetesi'nin tanınmış köşe yazarı "Abdurrahman Yıldırım" (kendisi üstadım olur. Gerçekten...) pazartesi günkü köşe yazısında konuyu ve sıkıntıarı dile getirerek borsa yönetimine "disketle emir iletimi sisteminde belirli kısıtlamalar getirilmesi" önerisinde bulundu. Kesinlikle desteklemesi gerken bir öneri. Ama biz işin haber kısmına geçelim.

Bu sıkıntıyı bir süredir yaşayan aracı kurumlar bu çerçevede sıkıntıları aşmak için önerlire içeren bir çalışma hazırlamışlar. Ve hazırlanan bu çalışmayı da ortak bir imza, belki de Aracı Kurumlar Birliği imzası ile borsa yönetimine sonmaya hazırlanıyormuş. umarız bir an önce bu çalışma sonuçlanır da "disketle emir iletimi" sistemindeki piyasa yönlendirmesi bir an önce son bulur.
Yazarın Tüm Yazıları