Paylaş
Dün öğleden sonra Irak meselesi ile ilgili olarak beklentiler bir kere daha değişiverdi. Haftanın ilk gününe ikinci tezkerenin Meclis’e, ABD ile müzakereler tamamlanmadığı için gönderilmeyeceği haberi ile uyanmıştık. Fakat sabah Brüksel yolculuğu öncesi “tezkereler Meclis’e gitmeyecek” diyen Başbakan Abdullah Gül (ki bu açıklama öğlen saatlerinde Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış tarafından da teyit edilmişi), Yunanistan’da Başbakan Kostas Simitis ile yaptığı görüşmede bu tezkerelerin “bir iki gün içinde” Meclis’e gönderileceğini söyledi. Bu açıklamayı Yunanistan hükümet sözcüsü dünyaya ve Türkiye’ye duyurdu.
İlk açıklama ile 10 bin 800 puana kadar gerileyen endeks, ikinci açıklama ile birden değer kazanmaya başladı ve seansı 11 bin 302 puandan tamamladı. Bugün sabah saatlerinde de benzer olumlu havanın devam ettiğini izledik.
Artık herkesin malumu. Piyasalar Türkiye’nin ABD planına uyacağı konusunda en ufak bir tereddüt bile taşımıyor. Zaten üslerin modernizasyonuna, yani Türkiye’ye gelecek ABD asker, teçhizat ve mühimmatına uygun hale getirilmesine, izin vermiş durumdayız., üslerimizin. Asker sayısı sorun olacak deniliyordu, o konuda hükümet kararını vermiş gibi görünüyor. Türk askerinin Kuzey Irak’a girişi, komutanın kimde olacağı gibi konular da hep halledilmiş. Ayrıntıları merak edenler bugünkü Hürriyet gazetesinin ve hürriyetim”in manşet haberlerine bakabilirler.
Dün de söyledik ya, asıl mesele Türkiye’nin bu kararlar karşılığında ABD’den almayı umduğu yardımın miktarı ile ilgili. Ankara kaynakları müzakerelerin (ya da pazarlık deyin isterseniz) bir tek bu konuya kilitlenmiş olduğunu belirtiyor. “Hibe miktarı 6 milyar doları mı yoksa 10 milyar dolar mı olacak? Bunun yerine kredi mi verilecek” Kredi tutarı 20 milyar dolar mı, yoksa 25 milyar dolar mı olacak?” bütün mesele bu. Hükümet pazarlıkta. Kimileri bu pazarlığı “sıkı” pazarlık olarak nitelendiriyor, kimileri ise “çingene” pazarlığı diye tanımlıyor.
Sabah saatlerinde konuştuğum bir borsacı durumu tanımlarken şöyle dedi: “ABD ile şaka olur mu? Sormazlar mı sana “Madem ikinci tezkereyi vermeyecektin niye üsleri modernizasyona açtın?” Yani hükümet ikinci tezkereyi verecek. Hem de bu hafta içinde verecek. Borsacılar buna inanıyor ve Pazartesi günkü hareket de bunu gösterdi. Ama asıl mesele spekülatörlerin buna inanıp inanmayacağı. Fakat görüyorum ki onlar da inanmışlar. Zaten iki gündür izlediğimiz hareket de bunu gösteriyor”
Ama diyelim ki hükümet Türkiye topraklarında yabancı asker bulundurma ve Türk askerini sınır ötesine yollama iznini veren tezkereyi Meclis’e bu hafta yolladı. O zaman Türkiye artık Irak’ta yaşanacak olan savaşın aktif bir parçası haline gelmiş olacak. İMKB de savaşta olan bir ülkenin borsası olacak. Ama daha o noktaya gelmeden bile savaşın etkisini ekonomi üzerinde hissetmeye başladık. Bir çok sektörde ciddi bir daralma yaşandı. Bugün son olarak otomotivdeki talebin savaş endişeleri nedeniyle gerilediğini gördük. Zaten krizden yeni çıkmış ve GSMH, kapasite kullanımı, sanayi üretimi gibi temel göstergeler anlamında 2000 yılı seviyelerini yeni yakalamış bir ülke için savaş olasılığının ne anlama geldiğini bir düşünün.
Sadece bu mu? AKP hükümeti ilk teskere ile ilgili kararın Meclis’te oylanması sırasında bile 30 milletvekili fire verdi. Aradan geçen süre içerisinde Türkiye dahil bir çok ülkede savaş karşıtı hareket güçlendi. AKP tabanın çok önemli bir kısmının Irak’a ABD müdahalesine her ne sebeple olursa olsun karşı olduğu ortada. Şimdi ikinci teskerenin oylanması sırasında AKP’nin daha yüksek sayıda fire vermesi ihtimali oldukça yüksek. Hatta Emin Çölaşan bugünkü yazısında AKP’den istifalar gerçekleşebileceğini belirtmiş. İkinci olasılık ne kadar güçlü bilemeyiz ama fire meselesindeki tahmin oldukça güçlü görünüyor. Bu da oylama sonrası güvenoyu sınırlarına yaklaşmış, iktidarı sorgulanan bir hükümet ile karşılaşma olasılığını artırıyor.
Bu arada uygulanmakta olan ekonomik programın durumunu hiç dile getirmiyoruz bile. Sağ olsun Hazine’den sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan dün bir açıklama yapmış ve “programın raydan çıktığını şimdi yeniden rayına sokmaya çalıştıklarını” söylemiş. Acaba daha iktidar olmadan sağa sola ulufe dağıtacağını açıklayan, tek başına iktidar olduktan sonra da önce IMF ile ilişkileri geren, faiz dışı fazla rakamını sorgulayan, bağımsız kurulları tartışmaya açan, kaynağı belli olmayan harcamalara girişen, IMF heyeti ile yapılan görüşmelerde Irak meselesini pazarlığın bir parçası haline getiren ve dördüncü gözden geçirmeyi bir türlü tamamlayamayan kim merak ediyorum doğrusu. Kısacası ekonomik program da tehlikeye girmiş durumda.
Borsa yatırımcısı kısa vadede elbette ABD’den gelecek ekonomik yardım ile ilgili beklentileri satın alabilir. Ama bu beklentinin endeksi taşıyabileceği en üst noktanın 11 bin 800 puan olduğunu düşünüyoruz. Hata 11 bin 500 puanın üzeri bile bize kalırsa riskli noktalar. Endeks bizim tahminlerimizin dışında hızlı bir hareket göstererek 12 binli seviyelerin üzerine bile çıksa savaşın başlaması ile birlikte hızlı bir düşüş izleyeceğiz. Sonrası ise savaşın süresine bağlı olacak.
Paylaş