Paylaş
Aslında borsa yatırımcısı için işin ne kadar zor olduğunu anlatmak için dünkü hazine ihalelerine bakmak lazım. Toplam borçlanma 3.9 katrilyon lira olarak gerçekleşti ama 385 günlük ihaleye 5.7, 287 günlük ihaleye ise 2.5 katrilyonluk teklif geldi. Yani borçlanmanın iki katı kadar piyasadan “size borç verelim” teklifi geldi. Bu da bono piyasasında artık bireysel yatırımcı ağırlığının da artmaya başladığını, potansiyel borsa yatırımcısının bonoya yönelişinin devam ettiğini gösteriyor. Kısacası bono piyasasının yüksek getiri potansiyeli devam ettikçe para yönünü borsaya çeviremeyecek.
Önümüzdeki önemli siyasi ekonomik gündem maddelerine baktığımızda şunları görüyoruz:
* Görünüşte özel bir toplantı için Türkiye’ye gelen IMF Birinci Başkan Yardımcısı Anne Krueger hükümet üyeleri ile temaslara başladı. Bu temaslarda 5. gözden geçirme öncesi hükümete uyarılarda bulunduğu belirtiliyor.
* 9 mayıs bir türlü tamamlanamayan Pamukbank satışı için son teklif verme günü. Borsa yatırımcısı için yine en önemli meselelerden biri Pamukbank’ın satışı sorunu olmaya devam edecek.
* 11 Mayıs’ta Saadet Partisi’nin olağan kongresi yapılacak ve Necmettin Erbakan uzunca bir aradan sonra yeniden siyaset sahnesine çıkacak. AKP karşısında ilk kez parti içinde de belirli grupları etkileme gücü olan ciddi bir muhalefet bulacak.
* 16 Mayıs Cuma günü Pamukbank için uygun bulunan yatırımcılar açıklanacak.
* 20 Nisan’da Dünya Bankası ile görüşmeler başlayacak hemen ertesi gün ise IMF ile 5. gözden geçirme görüşmesi başlayacak.
* 30 mayıs’ta bankalar bilançolarını açıklayacak ayrıca MGK toplantısı yapılacak.
Tüm bu gelişmeleri değerlendirmek için bir tek örnek yeterli olacak sanıyorum. Hükümet 5. gözden geçirmeyi tamamlamak için bir düzine kadar düzenlemeyi bitirmek zorunda. Ama gözden geçirmeye sadece 2 hafta kalmış olmasına rağmen Türk telekom özelleştirmesi gibi 4. gözden geçirme döneminden kalan konular bile daha halledilemedi. Görünen o ki hükümet bu meseleleri alelacele halletme yoluna gidecek ya da 5. gözden geçirmede sorun çıkacak.
Ekonomi açısından bir başka mesele de ABD Savunma Bakanlığı müsteşarı Paul Wolfowitz’in “Türkiye özür dilesin” açıklaması aslında Irak savaşı sonrasında ortaya çıkan ayrışmanın resmi ilanı olarak kabul edilebilir. Çünkü Bu savaştaki tavrıyla Türkiye ABD’den uzaklaştı. Ama bunun karşılığında AB’ye yaklaştı. Son dönemdeki gelişmeleri yakından izleyenler, Fransa Dışişleri Bakanı’nın ziyareti, Almanya Büyükelçisinin bir-iki gün önceki açıklamaları gibi gelişmelerde AB’nin de Türkiye’yi ABD’ye kaptırmama stratejisi izlemeye başladığını gösteriyor. Unutmayın ki 1980’den bu yana ilk kez üyelik için tarih telaffuz edildi. Bu alandaki gelişmeleri öngörmek pek olası değil ama borsa yatırımcısı için hayati öneme sahip o nedenle çok yakından takip edeceğiz.
Paylaş