Paylaş
Faizler, gecelik fonlama maliyeti yüzde 15,31 seviyesine inmiş olmasına rağmen yüzde 16 bileşikler seviyesini bir türlü aşağı yönde kıramıyor. Hatta hafta başından bu yana hafif de olsa yüzde 16.5 seviyesine doğru bir hareketlenme, bir yükseliş izliyoruz.
Dövizde ise hem içerde hem de dışardaki gelişmelerin etkisi var. AB’nin kendi içindeki tartışmalar, ABD’nin ekonomik durumuna ilişkin veriler, gelişmekte olan piyasalardaki, örneğin Brezilya’daki yolsuzluk skandalı gibi siyasi gelişmeler dışarının etkisini yansıtıyor. İçerde ise Merkez Bankası’nın Cuma günü yaptığı 2.1 milyar dolarlık doğrudan alım müdahalesinin etkisi hala hissediliyor. Ama haftabaşından bu yana dövizdeki talebin kademeli olarak azaldığını ve piyasada dengenin yeniden kurulmaya başladığını görüyoruz.
Merkez Bankası’nın faiz indiriminin çeyrek puan nispetinde gerçekleşmesinin piyasalarda dengeleri bozduğunu söyleyenlere çok fazla kafanızı takmayın. Bu sürpriz bir gelişme değildi. Hafta başından bu yana tüm anketler indirim beklentisinin yarım ila çeyrek puan arasında olacağını gösteriyordu. Yani bu gelişme aslında piyasalardaki durumu tanımlamak için yeni bir veri bulamayanların sığındığı bir bahane.
Ya da ABD Merkez Bankası FED’in Başkanı Alan Greenspan’in dün akşam yaptığı konuşmanın da çok etkili olmadığını söylemek gerek. Faiz artırımlarının devam edeceğinin işaretini veren Greenspan’in bu yönde bir açıklama yapacağı zaten tahmin ediliyordu.
Bana kalırsa piyasaların asıl üzerinde durduğu olaylar daha çok büyük resim ile igili . Büyük resim derken de Türkiye’nin AB ve ABD ile ilişikileri ana başlığı altında toplanan tüm gelişmeleri kastediyoruz. Irak, Kıbrıs, Kafkaslar, türban ve laiklik mesela... Bunlara bir de son günlerde daha yüksek sesle tartışılmaya başlanan cumhurbaşkanlığı meselesini de ekleyin.
Kısıcası piyasa son bir kaç haftadır sanki 2000’lerin başını yaşıyor gibi bir görünüm içinde. Bu sıkıntının aşılması için de şu aşamada bir ışık görünmüyor.
Paylaş