Paylaş
Hükümet 2004 yılında da ekonomik programı hemen hemen eksiksiz uygulayarak öngörülen hedeflere ulaşma konusunda önemli bir çaba sergiledi. Tamam her alanda başarılı olduğunu söylemek mümkün değil, örneğin istihdam artışı sağlanamadığı gibi işsizlikte bir artış bile izledik. Özelleştirmede yaşanılan sıkıntıları bir kere daha anlatmaya gerek bile yok.
Ama Cuma günü açıklanan cari işlemler rakamları açıkçası cınımızı sıktı. CNN Türk ekonomisti Aslı Alper rakamları ve ayrıntılarını çıkardı ve karşımıza şöyle bir tablo çıktı:
- Mayıs ayında cari işlemler dengesi 1 milyar 580 milyon dolar açık verdi.
- Böylece, ilk beş ayda cari işlemler açığı 8 milyar 811 milyon dolara ulaştı
- Hükümetin yıl sonu için 7, 6 milyar dolar olan hedefi de ilk beş ayda aşılmış oldu.
- 12 aylık bazda kümülatif bakıldığında, cari işlemler açığı 11, 3 milyar dolarla, tarihi bir zirvede.
- Ekonomistlerin yıl sonu cari işlemler açığı beklentileri 11-13 milyar dolar aralığında.
- Yani hükümet hedefinni neredeyse iki katı bir cari işlemler açığı beklentisi var.
Cari işlemler açığının yılbaşından beri bu kadar yüksek seyretmesinin ardında dış ticaret açığı ve özellikle ithalattaki rekor seviyeler yatıyor.. Hükümetin öngörüsü ithalatın 2004 yılında % 11,5 artarak 75 milyar dolar olacağı yönündeydi.. Ancak ilk beş ayda ithalattaki artışı bu hedefin bir hayli üzerinde % 47 olarak gerçekleşti.
Tüm ithalat kalemleri ama özellikle iki kalem hükümetin tahminlerinin üzerinde artıyor.. Birincisi tüketim malları ithalatı. Yıl sonunda 7,5 milyar dolar olması öngörülen tüketim malı ithalatı, Mayıs itibariyle % 110 artarak 5,2 milyar dolara ulaştı.
İkincisi ise bizim bugün özellikle vurguladığımız petrol fiyatları. Hükümet petrol fiyatlarının 2004 yılında varil başına 25,5 dolarla 2003 yılının bile altında kalacağını ve petrol ithaltının 4 milyar 750 milyon dolar seviyesinde kalacağını düşünürken, şimdiye kadar petrol ithalat fiyatı 30 dolar seviyesinde ve fatura ilk beş itibariyle 2,2 milyar dolar.
Cari işlemler açığının finansmanı konusunda bacvul ticaretindeki ve turizm gelirlerindeki artış elbette umut verici. Bunun yanısıra 2003 yılında da izlediğimiz kaynağı belirsiz döviz girişi de devam ediyor. Ayrıca tüketici kredilerindeki azalma eğilimi de tüketim malı ithalatının azalması konusunda önümüzdeki aylar için umut veriyor. Soınra bir de yaz aylarında özelikle Temmuz ve Ağustos’ta cari işlemler dengesinin fazla vermesi sözkonusu olabilir. Ama bu fazla geleneksel olarak Aralık aylarında gelen yüklü açık ile birbirlerini dengeleyecek gibi görünüyor. Yani içerdeki risklerle ilgili hükümetin elinde hala bir kaç atımlık barutu var.
Oysa petrol fiyatlarının hala çok yüksek seyretmesi büyük bir risk. Henüz dış ticaretin içinde petrol fiyatlarındaki yüksek artışların faturası o kadar çok hissedilmedi, ama fiyatların aylardır yüksek kalması ve 40 dolara dayanması, önümüzdeki aylarda petrol faturasının artacağını gösteriyor.
Bu durumda hükümetin bir an önce uygulamaya koymasa bile, gerektiğinde uygulamaya koyacağı bir dizi tedbir için hazırlanması gerekiyor. Bunların ne olduğunu açıklamaları gerekmez ama kamuoyuna bu yönde verilecek bir mesaj ekonomik kesimleri rahatlatacaktır.
Hele de hem IMF ile ilişkilerin 2005 yılında nasıl bir formatla süreceğinin belirlenmediği ve AB’den müzakere takvimi alıp alamayacağımızın henüz açığa kavuşmadığı böylesine kaygan bir zeminde...
Paylaş