Paylaş
Her şeyden önce geçen hafta boyunca düzenli yazamadığımız için okuyucularımızdan gelen soru ve eleştirilere bir cevap ve özürle başlayalım. CNN Türk’teki görevin yüklediği yeni sorumluluklar ve haftanın sonuna doğru yaşanılan ve bu haftanın ilk gününe de sirayet eden bir sağlık problemi geçen haftaki yazı trafiğini bozdu. Okuyucularımızın hoşgörüsüne sığınıyoruz.
Borsada haftanın ilk işlem gününde İMKB 100 Endeksi yüzde 3 oranında değer kazandı ve 11 bin puanın üzerine çıktı. İşlem hacmi günlük ortalama 250 trilyon liralık seviyesinden 450 trilyon liraya yükseldi. Son bir-iki gündür piyasada seçici de olsa net alımların gelmeye başladığı izlendi, yeni yatırımcı ve yeni para girişi borsacılar tarafından da teyit edildi.
Dünkü harekette bankacılık sektörü hisse senetlerinin önemli bir rolü olduğunu da belirtmeden geçmeyelim. Bankalar 3 aylık bilançolarında faiz yükselişi nedeniyle karlarının önemli bir kısmından feragat etmişti. Ama şimdi durum değişti. Bono faizlerinde yaşanılan düşüş sonrası bankaların 6 aylık bilançolarında ciddi oranda karlı olacağı tahmin ediliyor. Bu beklenti sayesinde dün İMKB 100 Endeksi yüzde 3 değer kazanırken bankacılık sektör endeksinin şüzde 5.4 oranındaki yükselişinin dümen suyunu takip etti. Bugün de yine bankacılık sektörü hisse senetlerinin yükselişi sürüklediğini izliyoruz.
Bu harekete neler sebep oldu? Öncelikle Merkez Bankası’nın dövizde maksimum fiyat uygulamasını kaldırarak fiyat seviyesine değil fazla likiditeye müdahale söyleminin altını doldurması bu konuda etkili oldu. Durum böyle olunca da son iki haftadır neredeyse hiç talep gelmeyen döviz alım ihalelerinde dün teklif miktarı 235 milyon dolara çıktı. Dün yapılan alımda ortalama fiyat bir milyon 419 bin lira olurken maksimum fiyat da bir milyon 421 bin lira olarak belirlendi. Yani döviz artık bir milyon 400 bin lira seviyesinin altına inmeyeceğini göstermiş oldu.
Bu arada Hazine’nin geçen hafta çıktığı yeni dış borçlanmasını 750 milyon euroya çıkarması ve bugün de 19 mart 2008 vadeli tahvilin miktarının artırılması için yetki vermesi borçlanmada ibrenin dışarıya kaydığını gösteriyor. Bu da bono piyasanının içerde borsa karşısında gösterdiği o kırılmaz rekabet avantajının başka bir yönden yara alması anlamına geliyor. Önümüzdeki günlerde çıkılacak yeni bir eurobond ihalesi olduğu yönündeki söylentiler de bononun parlaklığını biraz azaltıyor.
Bu verileri yan yana koyduğumuzda bir kaç hafta önce yazdığımız bir yazının yeniden zikredilmesi gerektiğini düşünüyorum. Şöyle demişiz:
“Endeks haziran ortalarında 12 bin 13 bin puan aralığına oturabilir. Arada kar satışları olabilir ama hedef 13 bin puan.”
Paylaş