Paylaş
Genelde tüm piyasa uzmanları borsanın diğer piyasalara kıyasla gelişmeleri daha hızlı ve daha agresif hareketlerle karşıladığını ileri sürüyor. Geride bıraktığımız aylara bakıldığında bu tespitin çok da haksız olmadığını gördük. Ama son iki haftadır tüm piyasalar içinde bir tek borsanın gelişmeleri soğukkanlılıkla izlediğini görüyoruz. Acaba borsa hakikaten ekonominin barometresi olma özelliğini kazanmaya mı başladı.
Borsanın oynaklığı 3 kasım seçimlerinden sonra iyice artmıştı hatırlarsanız. Çeşitli gelişmelere bağlı olarak 9 bin puan ile 14 bin puan arasında gidip gelen endeks son iki haftadır durulmuş görünüyor.
Ama buna karşılık yine son iki haftadır dolar ve faiz inanılmaz ölçüde oynaklık sergiliyor. Birden bire yüzde 75’lere kadar çıkan faiz aniden yüzde 60’lara inebiliyor. Üstelik bir gün içinde... Dolarda da durum farklı değil. Bir ara 1 milyon 580 bine kadar gerilemişti. Dün ise 1 milyon 760 bin liralara kadar çıktı.
“Acaba,” diye soruyorum kendi kendime, “borsa hakikaten önümüzdeki gelişmeleri diğer piyasalardan daha mı iyi algılıyor?” Galiba bu sorunun yanıtı evet. Borsada trendi belirleyen hareketler hiç olmadığı kadar uzak görüşlü. Askeri stratejistleri dinleyin önümüzdeki dönem için yaptıkları analizlerle borsanın durumunu karşılaştırın. Diyorlar ki “ABD zorda, yeniden Türkiye’nin yardımına ihtiyaç duyabilir ama bu oranı belli olmayan bir olasılık.” Yani belirsizlik sürüyor. Borsa ise bu durumu dip seviyesinde beklemeyi tercih ediyor.
Bu dönem yatırımcı açısından bulunmaz fırsat. Eğer gün içi al-sat yapabilecek kadar hızlı iseniz belirli bir bant içine sıkışmış bu hareketler ciddi bir kazanç imkanı sağlıyor. Endeksin dipte olduğu da dikkate alınırsa uzun vadede borsa yatırım alternatifi olarak algılanmalı.
Siyasi belirsizlik bittiğinde borsa yükselmek için bir neden bulacaktır.
Paylaş