Paylaş
Almanya’nın Batı Ren Westfalia eyalet seçimlerinde sosyal demokratların zaferi Hristiyan demokratla kaptırmalarının bir kaç yansıması oldu. Ama önümüzdeki günlerde bu gelişmenin daha farklı etkileri ile de karşılaşacağız.
Bizi en çok lgilendireni ile başlayalım. Borsa dün bu haberin ardından yüzde 4. 46 oranında değer yitirdi. Bu değer kaybında, Turkcell’in, yüzde 27,2 oranındaki hissesinin TeliaSonera’ya satışında imza atmaktan son anda vazgeçmesinin ve TeliaSonera’nın da buna karşılık dava açacağını açıklamasının etkisini gözardı edemeyiz elbette. Ya da son iki haftadır şampiyonluk beklentisi ile hızla değer kazanan Fenerbahçe Sportif hisselerinin yüzde 7 gibi dev bir kar realizasyonuyla karşılaşmasını da unutamayız.
Ama bu gelişme Türkiye’nin üyeliğinin etkilemesinin çok çok ötesinde anlamlara sahip. AB’nin ekonomi merkezi Almanya’da, SPD’nin kalesi olarak kabul edilen işçi oylarının ağırlıkta olduğu eyalette gelen bu seçim yenilgisini öncelikle Almanya’nın ekonomi konusundaki sıkıntıları ile birlikte değerlendirmek gerek. Bu konuyu son bir ay içinde sık sık işlemeye çalıştık.
Bunun yanında Fransa referandumunda hala hayır oylarının çoğunlukta olması da bu kararın yanında değerlendirilmeli. Fransa referandumunun İMKB’yi nasıl etkilediğini de haftalardır konuşuyoruz, o yüzden tekrara gerek yok.
Ama şimdi artık AB’nin çelik çekirdeğini oluşturan bu iki devlette birden Türkiye karşıtlığının artması piyasaları daha da zorlayacak gibi görünüyor. Yani Bu hafta İMKB için çok zor geçecek.
Ama hem Almanya’nın hem Fransa’nın bu kadar ciddi sıkıntılar içinde olması İMKB’nin seyrinden daha önemli bir sıkıntıya işaret ediyor. AB’nin çekirdeği dağılma tehlikesi taşıyor.
Bu sözleri “AB dağılmak üzere” şeklinde anlaşacaklar olabilir. Ama amacım böylesine bir kehanette bulunmak değil. AB’nin kendi içindeki bir değişiklikten bahsediyorum. Bu değişiklik dağılma sonucunu getirebilir mi? Neden olmasın; ama bu şimdilik sadece bir “ihtimal”.
Ama birliğin anayasasına hayır demeye hazırlanan Fransa bir yanda, ekonomisini toparlayamayıp iktidarı genişleme ve Türkiye karşıtı Hristiyan demokratlara teslime hazırlanan Almanya öbür yanda... Bu ülkelerin artık ne kadar çekirdek olduğu şüphe götürür hale geldi.
Diyelim ki son gelişmeler bu çekirdek yapının yıkılmasına neden olmadı. O zaman da Türkiye’nin karşılaşacağı tablo hiç iç açıcı olmayacak. Şimdi bile AB’nin aldığı kararlar ve Türkiye’den istediklerinin içerde yarattığı depremi bir düşünün.
Bu olası yeni durumda ise “Türkiye’yi bezdirip kendi kararıyla üyelikten çekilmesi” stratejisinin tüm unsurlarıyla devreye gireceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
17 Aralık öncesinden bile zor bir döneme giriyoruz. Türkiye’nin bu dönemi nasıl atlatacağı ise tamamen hükümetin kararlılığına bağlı.
Hükümetin ne kadar kararlı olduğunu ise ancak yaşayarak göreceğiz...
Paylaş