Demirel ve Suharto

Güncelleme Tarihi:

Demirel ve Suharto
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 19, 1998 00:00

Yavuz GÖKMEN
Haberin Devamı

Bu iki ismin yan yana gelmeleri, birbirlerine benzerliklerinden dolayı değildir. Son zamanlarda Demirel'e hiç sempati duyuyor olmasam da, onu Endonezya'nın kanlı diktatörü Suharto'ya benzetmeye teşebbüs bile etmem. Demirel ve Suharto'yu yan yana yazmamın nedeni, bizim Cumhurbaşkanımız'ın ‘‘başkanlık sistemi’’ konusundaki anlaşılmaz ısrarının yanı sıra, Suharto'nun ‘‘başkanlık sistemi’’nin verdiği dersten ibarettir.

Açıkça söylemeliyim ki, ben Türkiye için en uygun sistemin başkanlık sistemi olacağını yıllardır ifade ettim. Başkanlık sistemini sürekli savundum. Ne var ki, ‘‘başkanlık sistemi’’ deyince akla ne gelmesi gerektiğini de bunlara ekledim.

Ben ABD tipi bir başkanlık sistemi istiyorum. Şartlarını özetle sayayım:

1- Başkanlık sistemi için, temel hak ve özgürlüklerin asıl, bunların kısıtlanmasının istisna olduğu çağdaş özgürlükçü bir anayasa gerekir. Başkanlık sistemi istiyorsak önce bunu yapmalıyız.

2- Başkanlık sistemi, ‘‘kuvvetler ayrılığı’’ esasına dayanan bir sistemdir. Yürütme erkini Başkan, yasama erkini çift meclisten oluşan Kongre üstlenir. Yargı tamamıyla bağımsızdır. Yeni anayasa bunları da kapsamalıdır.

* * *

Yapılacak şeyler bununla da kalmamalıdır. Devam edeyim:

3- Başkanlık sisteminde siyasi parti liderliği kavramı yoktur. Siyasi partiler dikine değil, yatay örgütlenirler ve tüm üyelerin oy hakkı vardır. lider ve genel merkez sultası söz konusu değildir. Anayasa'ya paralel olarak yapılacak Siyasi Partiler Kanunu bu esasları getirmelidir.

4- Başkanlık sistemindeki çift meclisten biri Temsilciler Meclisi, diğeri Senato'dur. Bunların seçim sistemleri ABD'de eyaletlere göredir. Bizde eyalet olmadığından dar bölgeli seçim sistemine geçilmelidir.

5- Ayrıca Başkan'ın seçimi de direkt halk oyuyla değil, emr-i vekalet sistemiyle seçilecek ikinci seçmenler aracılığıyla olmalıdır.

6- Başkanlık sisteminde Başkan kongreyi etkileyemez. Kongre de Başkan'ı aşırı kısıtlayamaz. Başkan'ın seçtiği bakanlar parlamento dışından seçilirler ve bunları Kongre onaylar. Türkiye'de de bu yapılmalıdır.

Yargının tam bağımsızlığını bir kez daha vurgulayarak söyleyeyim ki, temel esaslar bunlardır.

Ve sonuncu esas da, askerin sivil otoriteye tartışmasız bağlılığıdır.

Şimdi soruyorum. Demirel'in istediği bu mudur? Eğer bu ise, onu şiddetle destekleyeceğime söz veririm.

* * *

Ama bir de başka türlü başkanlık sistemleri vardır. Bu sistemlerde temel hak ve özgürlükler kısıtlıdır ve başkan ülkeyi, ordu desteğiyle demir pençe altında yönetir. Endonezya ve Suharto işte budur.

Bu sistemler çağdışı kaldıkları için yıkılmışlar ve Suharto örneğinde olduğu gibi yıkılacaklardır. Gelecek çağdaş demokrasilerin olacaktır.

Benim endişem, Demirel'in istediği başkanlık sisteminin, Türkiye'nin bugünkü şartlarında ABD sistemine değil, Suharto sistemine benzemesidir.

Buna karşı çıkıyorum ve çıkacağım.

-------------------------------------------------------

Not: Dünkü ‘‘May Way’’, ‘‘My Way’’ olacaktı. Özür dilerim. Y.G.













Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!