Paylaş
Veliefendi Hipodromu yeni bir güne başlıyor... İsmail’in “Gölgeyele Kafe”sinde, atçı dostlarla sabah çayındayız... Önce sevgili Şeref anlatıyor... Şerafettin Gedik...
“Bir amcam vardı” diye başlıyor söze, “küçük amcam MUCİT ALİ... Nerde bir makine görse aynısını yapmaya kalkardı. Yapardı da.. Ama hiçbiri aslı gibi mükemmel olmazdı bir türlü!.. Amerika’yı yeniden keşfetmek... Gerek yok kardeşim... Elin oğlu çoktan halletmiş işi... O ne yapmış bi bakarsın, sonra alıp kendine göre geliştirirsin... O kadar... Tılsım budur...”
Atçılığımızın çıtasını gelişmiş ülkelerle boy ölçüşebilecek seviyelere yükseltmenin formülünü böyle kuruyor Şeref... Herkes katılıyor.. Bence de doğru söylüyor... Ancak formülün, “aslı gibi mükemmel olmazdı bir türlü...” bölümüne takılmadan geçemiyorum doğrusu!.. Bir ara Şeref’le bu konuyu yeniden tartışmak istiyorum...
Lale Devri çocuklarıyız biz
NE de güzel söyler bu şarkıyı sevgili Faruk Tınaz... Bir de “Yunus Gibi”yi... Türk müziğinin dev yorumcusu Adanalı ünlü atçımız oldukça sinirli bu sabah Gölgeyele’de.. Geçen hafta yarış kazanan West of Queen isimli kısrağını yarıştan sonra tam 2.5 saat bekletmişler idrarını almak için. İdrar vermemiş at bir türlü... Kanını alıp bırakmışlar.. At perişan tabii... “Neden 2.5 saat?” diye soruyor öfkeyle... Sahi neden? Sana söz Faruk’çuğum, araştıracağım...
Kumar senin babandır...
UĞUR Alp Atan bomba gibi düşüyor masanın ortasına ansızın! At yarışını kumar diye görenlere veriyor veriştiriyor... “At yarışı kumarsa futbol ne o zaman kardeşim, iddaa ne? Hele hele Milli Piyango ne?” diyor... Haklı mı, haklı...Üzerinden pay alırken iyi, hamasete gelince “kumar”... Olmadı... Zor yatıştırıyoruz sevgili Uğur’u... Bir türlü yatıştıramıyoruz aslında!
İnsaf...
YAN masadan yüksek sesle okunan bir dergi çalınıyor kulağımıza... TJK’nın çiçeği burnunda başkanı Behçet Homurlu’dan atçılığın tüm sorunlarını bugünden yarına halletmesi bekleniyor!
Bir yandan yüksek kesinti ve vergilerle boğuşurken, öte yandan yeni hipodromların yapımı, onbinlerce çalışanın, binlerce bayinin birikmiş bir sürü sorunu, milyarlarca dolar büyüklüğünde bir katma değer organizasyonunun ayrıntıları ve daha neler neler... Dün bir, bugün iki... İnsaf doğrusu, bu kadar da haksızlık olmaz... Behçet Homurlu’yu ben yarım asırdır çok yakından tanırım... Onun ne kadar doğru, dürüst ve iyi bir insan olduğunu çevresindeki herkes bilir... Böyle ağır ve acımasız bir eleştiri için henüz çok erken değil mi?
Binlerce emekçi adına
KALKMAYA yakın Ahmet Atçı ile sevgili Rasim Tetik katıldı aramıza... Biri jokeylerin, diğeri antrenörlerin sosyal güvenlik meselesini yatırdılar masaya... SSK ve Bağkur’dan mükerrer prim tahakkuku söz konusu.. Sorun büyük, ama masa küçük!
Bir kısrağın ardından
iDMANI biten atlar yavaş yavaş cefakar ve vefakar seyisleri eşliğinde ahırlarına döndüler.. Yıkanacaklar, taranacaklar ve dinlenmeye çekilecekler... Pistte geç çalışmayı tercih eden birkaç safkan kaldı... Önümüzden kenter yapan kır bir kısrak geçti burun çala çala... Uçan yeleleri bir şairin mısralarını hatırlattı giderayak...
“Dörtnala gelip uzak Asya’dan, Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim...”
Paylaş