HANİ çocukken, “...evvel zaman içinde kalbur saman içinde...” diye başlayan masallar vardı ya... İşte onlardan birinde, Bolu Bey’ine başkaldıran Köroğlu’nun çalınan yağız atı anlatılır..
Köroğlu üzüntüden kahrolur.. Dere tepe düz gider, altı ay bir güz gider, arar, tarar ve nihayet günlerden bir gün atını İstanbul’da bir at pazarında bulur. Satıcısına atı alacağını ama önce binip denemek istedigini söyler. At Köroğlu’nu hemen tanır ve üstüne binen sahibini bir anda rüzgar gibi uzaklara götürür.. Satıcı pazarda telaş içinde koşuştururken yolunu yaşlı bir bilge keser ve, “Boşuna uğraşma, atı alan Üsküdar’ı geçti!..” der. “Atı alan Üsküdar’ı geçti...”nin halk arasındaki öyküsü budur. Günümüzde “iş işten geçti..” anlamında kullanılan bu atasözünden çıkarılacak çok ders vardır.
DOĞRU ZAMAN...
Bir işi yapılması gereken zamanda yapmazsak, bir tedbiri alınması gereken anda almazsak ya da bir siperi kazılması gereken günde kazmazsak, o zaman büyük bir olasılıkla iş işten geçmiş olur.. Ağaçlar kış mevsiminin sonuna doğru budanır. Baharla birlikte, sürgünlere su yürüdükten sonra budanan ağaçtan hayır gelmez. Hele bir de yaz gelmişse, artık çok geçtir.. Otomobilde kemerler mutlaka bağlanmalıdır.. Kaza olduktan sonra artık yapacak birşey yoktur.. Sigarayı bırakmak için kanser olmayı beklemek gerekmez.. Conkbayırı’ndaki siperler zamanında kazılmasa, Çanakkale savaşının akibeti ne olurdu acaba?.. Özetle, yaşamın her alanında yapılması gerekenler atı alan Üsküdar’ı geçmeden yapılmalıdır..
YÜKSEK VERGİ...
Bir süredir bu köşede atçılık ve at yarışçılığı için devletin alması gereken tedbirlerin ve yapması gereken bazı iyileştirmelerin gereğinden söz ediyorum. Bunların en önemlisi kuşku yok ki, yarış gelirlerine uygulanan vergi ve kesintilerin düşürülmesidir. Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde görülmeyen yükseklikteki bu kesinti ve vergi oranları bir an önce makul seviyelere çekilmelidir.. Genel anlamda birçok vergi oranının bizden daha yüksek olduğu bu ülkelerde at yarışından alınan verginin bizden çok daha düşük olmasının bir nedeni yok mudur acaba?.. İngiltere, ABD, Fransa, Almanya, Avustralya, Kanada ve Japonya gibi hem kendisi, hem de atçılığı gelişmiş birçok ülkede oranın bizden çok daha düşük seviyede olmasının nedenlerini incelemek hiç de zor değildir.. Bunun bir rastlantı olmadığı kuşkusuzdur.
SIRA NE ZAMAN GELECEK?..
Devletin belki de şimdilik pek ciddiye almadığı bu sektörün yılda yaklaşık 10 katrilyon lira katma değer yarattığı ve çoğu kırsal kesimden onbinlerce insanımıza istihdam sağladığı unutulmamalıdır. Elbet bir gün sıra atçılığa ve at yarışçılığına da gelecektir.. Hiçbir iktidar sahibinin bindiği dalı bile bile kesmek isteyeceği düşünülemez.. Ama ne zaman?.. Yanıtı aranan soru budur.. Konu ile ilgili, gerekli iyileştirmeler zamanında yapılırsa bir anlam ifade edecektir. Fayda ancak bu taktirde söz konusu olabilir. Ayrıca, yapılan hesaplama ve denemeler göstermektedir ki, uygulanacak iyileştirme devlete herhangi bir ek yük getirmeyecek, tam tersine vergi gelirlerini yükseltecektir. Atı alanın Üsküdar’ı geçmesini beklemenin kimseye bir yararı olmayacağı tartışmasızdır.