BU sabah yarış yerinde gözlüklü atları izledim... Atçıların “kapalı gözlük” dediği, halk arasında “at gözlüğü” diye bilinen maskeye benzer bir başlık... Camı da yok, çerçevesi de... Numaralısı yok, güneş için olanı yok...
Aslına bakarsanız atları biraz da komik gösteriyor bu başlıklar!.. Baktıkça KU-KLUX-KLAN’ları hatırladım. Biliyorsunuz, ilk olarak Amerika’daki Kuzey-Güney savaşından sonra, beyaz ırkın üstünlüğü iddiasıyla ortaya çıkan bir örgüttü bu. Binlerce zenciyi katlettikten sonra, yıllar içinde hedeflerini genişleterek yahudi, katolik ve diğer yabancılara da saldırmışlardı. Tam kafatasçı bir çete yani... Üyeleri başlarına kukuleta denen sivri, tuhaf bir başlık takardı. Muhtemelen tanınmasınlar diye, ya da kimbilir, etrafa korku salmak için... At gözlüğünden nerelere geldik... Doğrusunu isterseniz şık olmadı bu... At gibi değerli bir varlıkla ilgili yazı yazarken konunun böyle vahşi ve insanlık dışı bir örgüte sapması yakışık almadı... Sizden özür dileyerek hemen değiştiriyorum yönümü!..Ne diyorduk, at gözlüğü... At gözlüğü neye yarar?.. Atların sağıyla-soluyla ilgilenmeyip işine bakmasına yarar. Tam gözlere isabet eden yerde etrafı bombeli bir perdeyle çevrili iki büyük delik bulunur. Önü açık, yanları kapalı yani. Böylece atın önünden başka bir tarafta olup biteni görmesi engellenmeye çalışılır. “Sen hızlı koş... Senin işin bu... Bunun için bakıyorum sana... Gerisi seni ilgilendirmez!...” Herbert Marcus’ün “Tek boyutlu insan”ında dediğini düşünüyorum bir yandan... “İnsan ilişkileri günümüzde değiş tokuş edilen çıkar paketleri haline gelmiştir...” Kendinizi kullandırmayın Peki bu kapalı gözlüğü insanlar da kullanır mı? Evet kullanır... Kimisi kendi kullanır, kimisine de başkaları kullandırır... Kendi kullananlara diyeceğim yok. Her ne kadar bir cehalet göstergesi olsa da, sonuçta bir tercihtir, saygı duymak gerekir... Sözüm asıl başına başkaları tarafından at gözlüğü geçirilenleredir... İnsanlık tarihi boyunca kendini kullandıranlar olmuştur ve olmaya devam edecektir. Ancak bu tehlikeli bir durumdur. Kapalı gözlüğü ya da at gözlüğünü başınıza bir kez geçirdiler mi artık iş işten geçmiştir. Geri dönüş gerçekten de çok zordur. Hürriyetiniz başkalarının elindedir sonrasında. Ondan sonra yalnızca önünüze bakmanız istenir sizden. Zaten isteseniz de artık etrafta olup bitenleri göremezsiniz. Oysa insanoğlunun en değerli varlığı, en büyük hazinesi HÜRRİYETİDİR. Düşünün bir, tarih boyunca bütün savaşlar HÜRRİYET için verilmemiş midir?.. Bir at gözlüğünden yola çıkarak buralara gelebiliyorsak eğer, atın ne kadar değerli bir varlık olduğu tartışmasızdır. Boşuna söylenmemiştir “dünyanın saadeti atın sırtındadır” diye... Umarım bundan böyle “at gözlüğü” dendiğinde HÜRRİYET’iniz gelir aklınıza. HÜRRİYET önemlidir..