Paylaş
Emelim, ülkemizin ana damarlarına yerleşik yolsuzlukla mücadele konusunu tekrar zihinlere sokmak!
Türkiye Yolsuzlukla Mücadele adına arada bir gayrete düşer. Devlet tarafı raporlar hazırlatır. Son dönemde TÜSİAD da bir rapor hazırladı. Devlet tarafı bu günlerde yine “Yolsuzlukla Mücadele Stratejik Planı” adı altında bir çalışma yaptırıyor. Bakanlıklara ve ilgili kamu kuruluşlarına gönderilen bu rapor gelecek eleştiri ve öneriler doğrultusunda gözden geçirilecek. Son hali verildikten sonra da muhtemeldir ki kamuoyuna duyurulacak.
Türkiye’de Yolsuzlukla Mücadele çalışmaları özellikle AB’nin talepleri doğrultusunda raporlar hazırlamak ve OECD ile BM sözleşmelerinin onaylanması şeklinde olmuştur. Bu kapsamda “mücadelenin” ele alınışı genelde teftiş/ceza yörüngesinde gerçekleşmektedir.
Bu yaklaşım ile pek parlak bir sonuç aldığımız hiç söylenemez!
* * *
TÜSİAD’ın hazırlattığı raporda da özel sektörün inisiyatif aldığı, öne çıktığı, taşın altına elini koyduğu bir modeli görmek mümkün değildir. Halbuki gelişmiş ülkelerde ve hatta son dönemde bazı doğu ülkelerinde de yolsuzlukla mücadele için:
Self Cleaning (Kurumsal Arınma),
Compliance Pact (Mevzuata Uyum Sözleşmesi),
Integrity Pact (Dürüstlük Mutabakatı) gibi somut mekanizmalar geliştirilmiştir.
Zira, doğru işleyen bir iş hayatı dürüst şirketler için son derece önemlidir!
Sistemin yolsuzluklardan temizlenmesi öncelikle namuslu şirketlerin lehinedir. Dolayısı ile özel sektörün ve özel sektörü temsil eden kuruluşların öncelikli çabası bu yönde olmalıdır.
Sivil toplum kuruluşlarının da çok etkin bir şekilde yolsuzlukla mücadelede yer almaları gereklidir.
Yolsuzluk halkın cebinden çıkan paradır. Halkın çalınan geleceğidir!
Gerek hep övündüğümüz milli değerlerimiz gereği, gerekse yabancıların bizlerden beklediği; yolsuzlukların büyük çapta önlendiği, yolsuzlukla mücadele sıralamasında en başarılı ülkeler arasında yer alan bir Türkiye yaratmamızdır.
Yolsuzlukların önlenmesi öncelikle sokaktaki vatandaşı ilgilendirmektedir. Yolsuzluğa giden para, eğitimden kısılacaktır, sağlıktan kısılacaktır, devlet hizmetlerinden kısılacaktır. Yolsuzluğun yüksek olduğu ülkeye, uzun vadeli ve kalıcı yatırım düşünen yabancı sermaye de gelmeyecektir.
* * *
Ülkemizde yolsuzlukla mücadelede bugüne kadar hep kamuya/devlete bırakılmıştır. İlgili raporlar Başbakanlık Teftiş Kurulu’na hazırlatılmış, Kamu Personeli Etik Kurumu, Kamu İhale Kurumu, TBMM de “Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu” kurulmuştur. 50 yıldır siyasetin içinde hep etkili bulunan siyaset büyüğümüzün iktidarında “Yolsuzluk Bakanlığı” bile kurulmuş, binlerce bürokrat mahkemeye verilmiş ama ne bir siyasetçinin ne bir işadamının burnu kanamamıştır.
Sonuç olarak; Türkiye de yoksulun daha fazla yoksullaşmasına sebep olan, yabancı sermayeyi ürküterek gelecek yatırımları durduran, böylece işsizliği azaltacak yatırımları engelleyen, büyümeyi yavaşlatan, insanların devlete olan güvenini tahrip eden, toplumu için için çürüten, ahlaki değerleri ayaklar altına alan yolsuzluk kamu personeline dönük alınan tüm cezai tedbirlere, yasal yaptırımlara rağmen önlenememiş, ciddi boyutta azaltılamamıştır.
Türkiye’nin bu hayati problemine kamuoyunun ve özel sektörün ortak sahip çıkacağı bir perspektiften yaklaşılmasında sayısız fayda vardır.
Yarın: Yolsuzlukla Mücadelede Özel Sektöre Düşenler.
Paylaş