konuşuldu.Hemen belirteyim ki, AKP hükümeti hakkında görüş beyan edenler sadece şahsi görüşlerini beyan ettiler. Genellikle de özel görüşmelerde daha açık konuştular. * * *Dün yazdım. AKP hükümetinin yıllardır ilk defa ABD’den bağımsız dış politikayürüttüğünü, ABD’ye dayalı tek kutuplu politika yerine çok kutuplu (‘stratejik derinlik’-CÜ) politikaya geçerek tarihinde ilk kez ‘düşmansız’ kaldığını, özellikle komşularına yaklaşmasının (Rusya başta olmak üzere-CÜ) ABD’yi çok rahatsız ettiğini düşünen bağımsız Amerikan analistler var. Onlara göre, AKP hükümetinin dış politikası çok başarılı!* * *Öte yanda; AKP’nin dış politikasının ‘başı kesilmiş tavuk gibi’ nereye gittiği belli olmayan, bir günü diğerini tutmayan, tahmin edilmesi çok güç bir politika(sızlık) olduğunu düşünen Türkiye analistleri ve dışişleri bürokratları da var.Onlar soruyorlar:‘Madem AKP hükümeti artık çok kutuplu dış politika uyguluyor, neden Türkiye’nin Başbakanı ve danışmanları geçtiğimiz haziran ayında yaptıkları ABD gezisinde ABD ile stratejik ortak olduklarını her fırsatta vurguladılar?’Onlara göre, 1 Mart Tezkeresi sonrası ilişkiler eskisi gibi değil; ama tezkere Amerikalıları Türklerin tahmin ettiği kadar üzmemiş. Ancak, çok açık ifade edenler var: Başta büyük umutlar bağladığımız Erdoğan hükümetiyle şimdi belirli seviyede güven bunalımı yaşıyoruz! Bazıları geçen haziranda ABD’ye gelen Türkiye yetkililerinde açık gözüken bir panik olduğunu ısrarla vurguluyorlar.‘Müslüman demokrasi’ ve ‘model’ kavramlarının Türkiye hükümetini rahatsız ettiğini anladıklarını; ama ‘Müslüman bir ülkede demokrasi deneyimi’ olarak Türkiye’ye yine de BOP içinde umut bağladıklarını söyleyenler, güvensizliğin ise karşılıklı ilişkilerde yaşandığını söylüyorlar. Bir görüş var: AKP hükümeti, bilinç altında ABD’yi Müslümanlara karşı bir ülke olarak tanımlıyor ve ikili ilişkilerde bu paranoyanın etkisi altında hareket ediyor.Çok kutuplu politika güttüklerini her fırsatta söyleyen danışmanların, belki de Başbakan’ın talimatıyla, ABD’yi en yakın stratejik ortak gördüğünü haziran ziyareti sırasında ısrarla vurgulamaları ise hiç samimi bulunmamış. Akademisyen-danışmanın panik içinde yanlış anlaşıldığını anlatırken hálá ‘Allah korkusu olanlara’ vurgu yapması ise ‘garip’ bulunmuş. Türkiye-ABD ilişkileri haziran sonrası bir nebze olsun iyileşmiş ama toplantıda açıkça belirtildi ki, ‘BM kararına rağmen Türkiye-Suriye yakınlaşması ABD’yi hálá rahatsız ediyor’. Suriye’yi Lübnan’dan çıkmaya Türkiye’nin ikna ettiğine dair iddia ise müstehzi bir gülümsemeyle karşılanıyor!* * *ABD, Ortadoğu’da Türkiye’ye büyük ihtiyaç duyuyor; ama AKP hükümeti ile ilgili olarak hayal kırıklığı yaşadığını inkár etmiyor!