YARGITAY’ın TBMM,hükümet ve medyaya verdiği muhtırada yer alan şu cümlenin hukuk adamları tarafından yazıldığına inanmak çok zor:
‘Bakan, milletvekili, TBMM Komisyon Başkanlığı gibi önemli devlet sorumluluğu olan kişilerin, yargı ve Yargıtay hakkındaki yakışıksız ve sorumsuz açıklamalara, bir kısım kurum ve kuruluşların, basın ve yayın organlarının da kişisel ikbal ve istikbal ya da ekonomik çıkar uğruna katıldıkları saptanmış, bu olumsuzluklar Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nca esefle karşılanmıştır.’
Yargıtay suç unsuru taşıyan bazı konuları ‘saptıyor’ ama ortaya delil koymuyor, ayrıca hiçbir işlem de yapmıyor!
Hukuk Fakültesi’nde ders veren hocalarımıza soruyorum:
Bu cümle bir sınav káğıdına delilsiz yazılsa idi, nasıl bir not verirdiniz?
* * *
Ayrıca insan sormadan edemiyor: Özkaya’nın sağ kolu Yargıtay Genel Sekreter Yardımcısı Ercan Yalçınkaya’nın yeraltı dünyası ile kurduğu söylenen ilişkiler şu anda soruşturma kapsamında değil mi? Kişi, ne hikmetse savcı yapılsa da, Yargıtay’daki görevinden ayrılmak zorunda kalmadı mı?
* * *
Ünlü Neşter-2 skandalı ile ilgili olarak hákimlerin verdikleri ifadelere göre, Yargıtay üyesi Ergül Güryel,avukat olan oğlunun da ilgilendiği bir davada hákime belli bir yönde oy kullanması karşılığında kendisini Yargıtay’a seçtirme vaadinde bulunmadı mı?
* * *
Yargıtay son dönemde ne kadar yıprandığının farkında değil mi?
Bu konuda bir ‘kamuoyu araştırması’ yaptırmayı düşünürler mi?
* * *
Bana öyle geliyor ki, hukuk alanında aklı selimi yitirdiğimiz bir dönem yaşıyoruz.
Allah razı olsun, birileri son dönemde hukuka da bulaşmış cerahatın ortalık yerlere dökülmesine vesile oluyor, bu durum da bazılarının paniklemesine neden oluyor.
Hadi hükümete küstüler, medyaya sinirlendiler ama en üst hukuk kurumunun TBMM’yi açıkça zan altında bıraktığı, hatta aba altından sopa göstererek tehdit ettiği fazla örnek var mıdır?
* * *
Bu köşeden Adalet BakanıCemil Çiçek’e açıkça sesleniyorum:
Siz, hem adı geçen kurumun siyasi sorumlusu, hem de bu kurumun suçladığı TBMM ve de hükümetin bir üyesisiniz.
Göreve geldiğiniz günden beri dokunulmazlıkların siyasi alan dışında bürokrasi ve hukuk içinde de bir sürü alanı kapsadığını, bunun için de topyekûn kaldırılması gerektiğini söylüyorsunuz.
Bu görüşünüzle çoğunluğun desteğini de aldınız.
Ancak, bu konuda şu ana dek hükümet olarak harekete geçmediniz!
Zaman bu zamandır!
Topyekûn dokunulmazlıkların kaldırılması için şu yaşadıklarımızdan daha iyi bir fırsat olamaz!
* * *
Lütfen harekete geçiniz, yoksa topyekûn yıpranıyoruz!