Yargı herkese aynı mesafede olmak zorunda değil mi?

TÜRKİYE’nin temizlik mücadelesi devam ediyor! Yargıtay’da bazı hákimlerle MİT-mafya arasındaki bozuk ve tuhaf ilişkiler gündeme damgasını vurdu. Bunları temizlemeden ayakta durmak mümkün mü?

Hakkındaki iddialar ayyuka çıkan kimi üyeler yüzünden Yargıtay’ın aynı anda hükümete, TBMM’ye ve medyaya verdiği muhtıra da, galiba geri tepti.

* * *

Bugün size yargıdaki tutarsızlıklara bir örnek vereceğim. Yargı, aynı konuda bir kişiye başka, diğer kişiye başka muamele yapabiliyor.

Üstelik, yargının gadre uğrattığı kişi, vereceğim örnekte, sade vatandaş değil, yargı erkinin bir parçası!

* * *

Yargıtay Genel Sekreter Yardımcısı Ercan Yalçınkaya’nın yeraltı dünyası ile içli dışlı olduğu iddiaları, somut gerekçeler ile ortaya çıkınca Yargıtay bu kişiyi soruşturma kapsamına aldı.

Soruşturma kapsamına alınan her kişi her meslekte açığa alınır ve soruşturma sonuna dek kendisine hiçbir yetki verilmeden açıkta bekletilir.

Ercan Yalçınkaya’ya ne yapıldı?

Yalçınkaya Kazan savcısı yapıldı!

Şimdi hakkında iddianame hazırladığı bir Kazanlı, ‘Sen önce kendin aklan gel!’ dese, bilmem ne der?

* * *

Öte yanda, eski Kayseri/Yeşilhisar Cumhuriyet Savcısı İsmet Tuncer için 23.05.2000 tarihinde arazi mafyasından, kendilerine 110 trilyonluk bir menfaat sağlama karşılığında, sadece 8 milyar TL rüşvet aldığı iddiası ile dava açıldı ve kişi tutuklandı, 8 ay hapiste yattı.

Kayseri’deki davasına bisikletle giderek protesto yaptığı için basında Bisikletli Savcı olarak tanınan İsmet Tuncer, davası sürerken açığa alındı mı?

Hayır, o meslekten atıldı!

Hem de dava açılmadan evvel!

* * *

Son dönemde Neşter-2 skandalı çerçevesinde, oğlunun da ilgilendiği bir davada, diğer hakimlerin iddiasına göre yönlendirme yapmaya çalışan Yargıtay üyesi Ergül Güryel’in başkan vekilliği yaptığı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), savcı İsmet Tuncer’in davası henüz başlamadan 36 gün evvel, 17.04.2000 tarihinde aldığı karar ile Tuncer’e ‘meslekten çıkarma cezası’ vermiş!

Kararda aynen şöyle deniyor:

‘...isnat olunan soruşturma maddelerinin sübuta erdiği anlaşılmış olmakla mevcut deliller karşısında (delillerin isnat edilen suçu ispat etmiş olması nedeni ile)...’

HSKY’nin rüşvet suçunun ispat edildiğine kanaat getirdiği dava ise 5 yıldır sürüyor!

Hálá sonuçlanamadı!

İddianamede delil, diğer bir savcının sözlü iddiası!

Savcı’ya rüşvet verdiği iddia edilen Muharrem Kılıç ise Bursa’da tutuklu iken salıverilmiş, bu dava nedeniyle aranıyor ama bir türlü bulunamıyor!

Savcı Tuncer; HSYK tarafından meslekten men edildiği için ‘hakim, memur veya avukatlık’ da yapamıyor.

5 yıldır işsiz, HSYK kararına itiraz da edemiyor.

Karşısına Anayasa’nın 159. maddesi çıkıyor!

(Çarşamba günü ‘Anayasa 159’ hakkında yazacağım.)
Yazarın Tüm Yazıları