Wikiat! (Bildiklerim aklıma takılanlardır)

Malum, Ergenekon iddiaları hazırlanırken kullanılan metodoloji (gizli tanık) ile ABD’li Büyükelçilerin kullandıkları metodoloji (adı bizde gizli AKP danışmanı) çok benziyor.

Annem yaptığım bir yanlış ardından yere kapaklandığımda “Allah’ın parmağı yok ki gözüne soksun!” derdi. Silivri’deki koğuşunda pazar akşamı yatağa girerken “Acaba Cenab-ı Allah WikiLeaks Sitesi’nin kurucusu Julian Assange veya belgeleri sızdırdığı iddia edilen Bradley Manning’in kılığına girmiş olabilir mi?” diye Tuncay Özkan’ın aklından geçmiş midir?

“Sızdırılan belgelerde beklenmedik, umulmadık, ‘Vay canına’ dedirtecek hiçbir şey yok” diye yazan gazeteci bir eski Bakan’ın mafyacılık, eroin kaçakçılığı vb. ile suçlandığını önceden biliyordu da bize mi söylemiyordu? Yoksa ona göre zaten bir Bakan’ın görevine ilaveten mafyacılık yapması vaka-i adiye midir?

* * *

Başbakan (WikiLeaks iddiaları ile ilgili) “Bunları manşet yapan medya alçaktır?” demiş. New York Times, Washington Post, Le Monde, The Guardian vb. “alçak medya” mı?

Belgelerde adı geçen eski Ankara Büyükelçileri Eric Edelman, Ross Wilson, James Jeffrey Türkiye’deki görevlerinden sonra hep terfi almışlar/yükselmişler. ABD’de kariyerinde yükselmek için Recep Tayyip Erdoğan veya Ahmet Davutoğlu’na çakmak mı gerekiyor? 

Başbakan bu üç diplomat için ABD’nin gereğini yapmasını istedi. ABD bu diplomatları bize verse, biz de onları “Dış mihraklı Ergenekon: WikiLeaks” başlıklı davada yargılasak, içimizin yağı erimez mi?

* * *

Eric Edelman “İki ayrı kaynak bana CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun İsviçre’de 8 ayrı hesabı olduğunu söyledi” diye yazsaydı yalaka gazeteciler şimdiki “boşverciliklerini” zafer çığlıklarına çevirmez miydiler? Acaba savcılar ne yaparlardı? 

Ahmet Davutoğlu, Hillary Clinton’ın “özür dilediğini” söyledi. Clinton medya önünde özür dilemedi, Özür herhangi bir kayıtta da yok. Davutoğlu “özrün” ne zaman ve nerede gerçekleştirildiğini açıklayabilir mi?

Ahmet Davutoğlu ABD’de ödülünü alırken ne hissetti? Üzerinde müztehzi bakışlar dolaştı mı?

Davutoğlu hakkında yazılanların birkaç yıldır Avrupa’da açık seçik konuşulduğunu biliyor mu?

* * *

Erdoğan, Kaddafi’den “İnsan Hakları Ödülü” alırken neden salonda El Beşir, Halid Meşal ve Ahmedinejad yoktu?

Biz bunun altında kalmayalım diyerek, iade-i ödül babından Türkiye Kaddafi’ye nasıl bir ödül verebilir?

* * *

Kendisine hiç güvenmediğini beyan eden Aliyev ile ilk karşılaşmalarında Erdoğan yine “Gardaşım!” diyerek Aliyev’in boynuna sarılacak mı?

Yine bir başka ABD yetkilisine “Biz de Maliki’den memnun değiliz” dediğimize göre Maliki, Erdoğan’ı ilk gördüğünde aklından neler geçecek?

Evladının nikâh şahidi, “can dostu” Berlusconi’nin Dışişleri Bakanı’nın da “AB önünde edimlerini yerine getirmeyen” Türkiye Hükümeti hakkında aynen Sarkozy gibi düşündüğünü öğrendikten sonra “Sen de mi Silvio!” demek aklından geçti mi? Silvio AB içindeki “iyi polis” mi?

* * *

Erdoğan, WikiLeaks sayesinde, ABD Büyükelçileri’ne devamlı “dedikodu” taşıyan “gizli tanık” kıvamında bir sürü “dava arkadaşı” olduğunu öğrendi. Bunların kim olduğunu merak etmiyor mu? Onu bilmem ama ben meraktan çatlardım. Bundan böyle danışmanları ile Başbakanlık koridorlarında karşılaştığında aklından ne geçecek?

* * *

Dün yazdım. Açıkça suçlanan Başbakan, Bakan ve AKP milletvekilleri için en onurlu duruş gelişigüzel kafa tutmak değil, Büyükelçiler hakkında ispat ve tazminat davaları açmaktır. Bir sürü okur alaycı ifadelerle bana bunu yapamayacaklarını yazdı.

Davalar açılacak mı? Ne zaman?�