‘Türkiyelilik!’ palyatif bir kavram

NEREDEYSE ‘vatan haini’ ilan edilen Azınlık Raporu’na sahip çıkıyorum.

Raporun özü doğru ve ülkenin temel tabularından birkaçını birden sarsıyor.

Bana göre, eleştiriler bile, seviyesiz olsalar dahi, esasında ülke sağlığı açısından olumlu gelişmeler.

Artık cerahat ortalık yerlere saçılıyor!

Ancak, ruhuna sahip çıktığım raporda bir kavram var ki; ben de sahiplenemiyorum. Bu konuda önceleri de yazmıştım. Görüşlerimi tekrarlamak mecburiyeti doğdu.

* * *

Deniyor ki; Türk kavramı hem alt, hem üst kimliği tarif edemez.

Türkiyelilik kavramı üst kimlik olarak öneriliyor.

Ben bu öneriye katılmıyorum.

* * *

Kabul; bazıları yıllarca Türklüğü tek kimlik olarak ve ırkçı bir söylemle dayattı.

Bu dayatma, Kürtlüğün inkárı uğruna yapıldı ve Kürt insanımızı rencide etti.

Ancak, yerine Türkiyelilik önerilince ne değişiyor, ben anlamıyorum.

Türkiyelilik de bu toprakların Türkiye olduğunu ve Türklere ait olduğunu söylemiyor mu?

Üstelik, kavram palyatif/uyduruk olduğu için tutmuyor da!

Savunanlar bile söylerken zorlanıyorlar.

Zira kelimenin içinde her kelimeye kültür tarihinin yüklediği ve ortak kabul edilen sembolik anlam yok.

Nasıl ki; İngilizce’de ‘flag’ kelimesi ile Türkçe’de ‘bayrak’ kelimesinin anlamı aynı olsa dahi iki kelimenin taşıdığı sembolik anlam Türkler için Amerikalılara göre çok farklıdır; ortak duyguları ifade eden kelimeler aynı sembolik anlamı taşımak zorundalar.

Türkiyelilik yıllardır teklif edilmesine rağmen ortak sembolik anlam kazanamadığı için bir türlü tutmuyor.

Uyduruk kalıyor! Zira öyle!

* * *

‘Türk’ kavramı, birileri ona ırki anlam yüklemeye çalışsa dahi; Türkiye’ye gönül bağı ile bağlı olan herkesi ama herkesi kavrıyor.

İsrail’e yerleşmiş ve çifte vatandaş statüsüyle İsrail vatandaşı da olmuş Yahudi-Türklerin ‘biz Türküz’ derken gözlerinin nasıl dolduğunu gördüğünüz zaman, ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.

Bana göre Türklüğü en iyi tarif eden söz ‘Ne mutlu Türküm diyene’ -dikkat edin ‘Türk olana’ değil- sözüdür.

Türk olmak için bunu demek/söylemek, sadece ve sadece gönül bağı kurmak yeterlidir.

* * *

Alt ve üst kimliği bir arada yaşatmanın en doğru yöntemini sanırım Anglosakson gelenek bulmuş.

Ait olunan ülkenin önüne alt kimlik tarifini koyuyorlar.

Buna göre bizler kendimizi Yahudi-Türk, Ermeni-Türk, Rum-Türk, Kürt-Türk, Laz-Türk, Türk-Türk (yani sadece Türk), Göçmen-Türk (ben kendimi bu gruba sokuyorum) vb. olarak tarif edebiliriz.

* * *

Herkes bir yerde mutlaka azınlıktır; ama gönül bağı kuran herkes Türk’tür!

Yazarın Tüm Yazıları