GEÇEN hafta Türk heyeti ile Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) lideri Celal Talabani arasında Süleymaniye'de yapılan görüşme bana Türkiye-Irak-ABD üçgeninde yeni bir açılımın öncü mesajları gibi geldi.
Geçen haftalarda:
1) Türkiye, 30 Ocak seçimleri ardından bağımsız Kürdistan fobisi ile Kerkük üzerinden tek boyutlu kırmızı çizgiler kartını öne sürdü. Bu karta karşı ABD yeni düzende alacağı görev gereği(Kürt Federe Devleti Başbakanı) yerel duygulara hitap etmekle görevli Barzani'yi ileri sürdü. Barzani, bizim kırmızı çizgilerimizi hiçe sayan ve Kürtlerin kırmızı çizgilerini ifade eden ‘Kürt Kerkük'ü ve Bağımsız Kürdistan söylemleri’ etrafında şekillenen salvosunu patlattı.
2) Şimdi biz Süleymaniye'yi ziyaret ederek kendi kırmızı çizgilerimizi kendimizin çizdiğini ima ederken, bu kez ABD Irak'ta geçici dönem cumhurbaşkanlığına oynayan ve bu görev gereği tabana değil, bölgedeki genel diplomatik dengelere göre konuşması gereken Talabani kartını öne sürüyor, o da Kürtlerin de kendi kırmızı çizgilerini kendilerinin çizdiğini beyan ediyor.
3) ABD; bir diğer kartı İsrail üzerinden ‘bağımsız Kürdistan’ beklentisini katiyen benimsemediğini ayrıca vurguluyor. İsrail yetkilisi ilk kez ‘bağımsız Kürdistan'ın İsrail'in güvenliği açısından kabul edilemez’ olduğunu ilan ediyor.
* * *
Talabani'nin açıklamaları bölgedeki yeni dengeleri oldukça gerçekçi ifade ediyor. Gazetelere göre:
Irak Cumhurbaşkanlığı’nın bir numaralı adayı... KYB lideri Celal Talabani, kendisiyle görüşmek için Kuzey Irak’a önceki gün giden Türk heyetine, yeni dönemde Iraklı Kürtlerin en büyük güvencesinin Türkiye olacağını belirterek, "Bizim sizden başka kimsemiz yok" dedi... Türkiye’nin Irak Koordinatörü Büyükelçi Osman Korutürk başkanlığındaki Türk heyetini Süleymaniye’de ağırlayan Talabani, Irak’ta yeni dönemde Türkiye’nin demokratik ve çağdaş yönetimini örnek alacaklarını kaydetti. Irak içindeki değişik etnik grupların bölge ülkelerinin etkisinde kaldığını belirten ve Şiilerle İran arasındaki yakın bağlara işaret eden Talabani, ‘Kiminin İran’ı, kiminin Arap ülkeleri var. Bizimse Türkiye’den başka kimsemiz yok' ifadelerini kullandı.’ (Milliyet, 26.02.2005)
* * *
Irak Savaşı'nın başından beri Pentagon politikaları ile Dışişleri (State Department) politikaları zaman zaman çatışıyor, zaman zaman birbirlerini tamamlıyorlar.
Türkiye'de hükümetin kapıldığı taban politikası (popülizm) gereği ABD'ye karşı takındığı sert tavrı, bazı gazeteciler ve bürokratlar ama özellikle Rice'ın Ankara ziyareti öncesi Rumsfeld'in 1 Mart tezkeresi çerçevesinde verdiği sert demeçle boşa düşüren ABD şimdi de Talabani vasıtası ile ipleri gevşetiyor.
Süleymaniye'yi ziyaret eden Türk heyeti de zaten gevşeme siyasetinin pazarlığının önceden yapıldığını teyit ediyor!
* * *
1) Bağımsız Kürdistan'ın; Irak'ta Şiiler ve Araplar, bölgede İsrail, İran, Suriye ve makro dengeler içinde de ABD tarafından da istenmediğini artık görmeliyiz.
2) Yeni Irak düzeninde oluşan hassas Şii-Arap-Kürt denkleminde Kürtlerin en büyük güvencesinin isterse Türkiye olabileceğini hesaba katarak oyun kurmalıyız!