BÜTÜN dünya artık kabullendi ki, ülkelerin istisnasız her birinin en önemli sermayesi insan sermayesidir! 21. yüzyılda ülkelerin hangi konumda olacağını tayin edecek en önemli faktör insanının bilgi, beceri ve dünyayı algılama olarak özetleyebileceğimiz donanımlarıdır.
Öte yanda üzülerek görüyorum ki, Türkiye’de eğitim, hiçbir zamanolmadığı kadar siyasallaşmıştır! Maalesef, ülkemizde gençlerimizi, yarının güvencesi olarak görmek yerine, devlet aygıtı ile hükümet arasında serseme çevrilen bir oyuncak olarak görmeye başladık.
Bana öyle geliyor ki; son zamanlarda "eğitim" konusu geçtiği zaman ilgililer "Ülke sermayesini nasıl zenginleştiririz!" diye akıl yormak yerine "Karşı tarafa nasıl gol atarız!" diye dertlenerek oyun kuruyorlar.
* * *
Ben bu hafta diğer tüm meseleleri bir kenara koyup, eğitim konusu üzerine akıl yormak istiyorum. Daha doğrusu sizlerle Dünya Bankası Türkiye Direktörü Andrew Vornink’in hazırladığı "Türkiye’de Eğitim Reformu" (www.worldbank.org) başlıklı raporu tartışmak istiyorum.
Rapor 21. yüzyılda iş hayatında verimliliği artırmak için emeğin hangi niteliklere sahip olup, artık bir hükmü kalmayan hangi nitelikleri terk etmesi gerektiğini vurgulayarak başlıyor.
Zaten bu ayrımı gördükten sonra Türkiye’de eğitimin sorunları hemen gözler önüne seriliyor. Zira bizde eğitim rapora göre "artık terk edilmesi gereken nitelikleri" baş tacı ederken, "kazanılması gereken nitelikleri" görmezden geliyor.
* * *
Rapora göre iş hayatında:
1) Uzmanlık talep eden analitik düşünüş tarzına talep hızla artmaktadır:
Artık, belirli formüllere, dolayısıyla ezbere dayanan çözümlerin dönemi bitmiştir. Talep edilen karmaşık ve birbirinden bağımsız sorunları/problemleri belirli alanlarda uzmanlaşarak çözme becerisidir. Bu becerilerin de başında araştırma yeteneği, metodolojik düşünme ve problem(ler)i teşhis etme becerileri gelmektedir.
* * *
2) Karmaşık iletişim hızla artmaktadır: 21. yüzyılda insanlar sürekli birbirleriyle iletişim içinde olmak zorundadır. Bilgi edinebilmek, bilgiyi açıklamak, alınacak kararla ilgili olarak karşı tarafı ikna etmek kimsenin kaçamayacağı becerilerdir.
* * *
3) Elle yapılan ve kendini tekrar edengörevler yavaş yavaş azalmaktadır:
Kuralları uygulayarak ve tarif edilince başarı ile yapılan fiziksel (örn: ürünleri kutulara dizmek) görevlerin sayısı giderek ve hızla azalmaktadır. Bu tip görevleri artık makineler devralmaktadır.
* * *
4) Masa başındarutin olarak yapılan görevler de süratle azalmaktadır: Akıl ile sınıflandırmaya dayanan ve kuralları iyi tarif edilebilen zihinsel görevler de süratle azalmaktadır. Artık gider raporları hazırlamak, muhasebe kayıtlarını tutmak gibi beyaz yakalıların yaptığı "masa başı" görevler bilgisayar tabanlı yapılabilmektedir.
* * *
5) Rutin olmayan ancak elle yapılan görevler de azalmaktadır: Temizlik işleri, dolmuş şoförlüğü gibi düşük beceri isteyen işlere talep devam edecektir ancak bunların ücreti devamlı düşecek ve bu beceriler piyasa avantajlarını devamlı kaybedeceklerdir.
* * *
Hemen kendimize soralım: Bizim eğitim sistemimiz emek pazarında oluşmakta olan değişimlere ayak uyduruyor mu?