KAÇ senedir Hükümet’le ilgili en temel gözlemim temel konularda katiyen tutarlı politikalar geliştir(e)memesi ama tutarlı politikaları varmış gibi davranmasıdır.
Nerede ise 8 yıldır uluslararası etkin çevrelere ve genellikle Milli Görüş kökenli muhafazakâr tabanına mavi boncuk dağıtmayı hüner sayan bir Hükümetimiz var. Ancak, mavi boncuk politikasına hizmet eden büyük bir başarısını inkâr edemeyiz: Hükümet “Türk aydını”nın kaç paralık aydın olduğunu doğru çözmüştür. “Türk aydını”nın zaaflarını geçmiş hükümetler de kullanırlardı ama hiçbiri bu Hükümet kadar başarılı olamadı. Sözüm İslamcı gelenekten gelen ve hâlâ 10 sene evvel giydiği ceketi giyenlere değil. Sözüm zamanında pratik çalışmalar ile Marksist olan, 80’li yıllarda Marksizm gözden düşmeye başlayınca kulaktan dolma bilgilerle liberalliğe devşirilen, “üç günlük dünyanın” tadını tattıktan sonra da “Para nerede ben oradayım!” şiarı ile “Gelen ağam giden paşam” politikalarını benimseyen “cukka liberalleri”nedir. 2002 senesinde iktidar olana kadar Recep Tayyip Erdoğan’dan öcüden korkan veletler gibi kaçan anlı şanlı Prof.’lar, duayen gazeteciler, mahdumlar, sonradan yetme taifesi, vb. küçük çıkarlar uğruna Hükümet’i son dönemde cansiperane savunmaya başladılar. Bunların çoğu, zannedilenin aksine, büyük ödemelerden ziyade Hazine’den (TMSF) ufak transfer paraları aldılar, Hükümetçi TV’lere, gazetelere sığındılar, hiç seyredilmeyen “devlet” (Cine-5) kanallarında program yaptılar, TRT’nin attığı ufak yemlere razı oldular. Kimileri de refikalarını belirli mevkilere getirerek paylarını aldı. * * * Suriye asıllı bir gazeteci var: Hüsnü Mahalli! Son 5 yıldır Akşam’da yazıyor. Hüsnü Mahalli benim gözümde tipik bir yandaş gazetecidir. Daha ötesi, yıllardır “AKP politikalarını” Arap ülkelerinin çıkarları doğrultusunda etkilemeye çalışır. Ama, “yalaka” olduğunu hiç düşünmedim. Bence o da, bazı İslamcı gazeteciler gibi, Türkiye’nin Ortadoğu’da çıpalamasını arzu eder, bu yönde fikir üretir. Bakın, Hükümet yandaşı Hüsnü Mahalli bile “yalakalar” hakkında neler yazıyor. (Akşam-17 Nisan 2010): “(1 Mart tezkeresi dönemi-CÜ) O sıralar ben AK Parti hükümetinin dış politikasını desteklerken, bazı ‘liberal demokrat gazeteci ve aydınlar’ bu politikalar ile alay ediyor, dalga geçiyor ve hakaret ediyordu. Bugünse bu kişilerin bazıları AK Parti’nin tüm politikalarına ‘arka çıkıyor’ ve karşılığında çok büyük maddi ve manevi çıkar sağlıyor.” Kim(ler)i kastettiğini çözdünüz, değil mi? * * * Mahalli birçok Arap basın-yayın organının Türkiye muhabiri olmasına rağmen Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın, Arap ülkeleri dahil, gezilerine bile davet edilmediğini söylüyor. Hüsnü Mahalli kendisinden ayırt ettiği yalaka yazarları şu sözlerle suçluyor: “... Ben geçen süre içinde başta TRT olmak üzere hükümet yanlısı ya da moda deyimi ile yandaş basın-yayın organlarının hiçbiri ile parasal çıkar ilişkisi içinde olmadım... Yani başkalarının yaptığı gibi televizyonlara pahalı program yapmadım ve bildik kişiler gibi büyük transfer, maaş ve ikramiyeler karşılığında bu gazetelerde köşe yazarlığı yapmadım.” Bunları yazan bir Hükümet muhalifi değil! Hükümet’in açık yandaşı Hüsnü Mahalli’nin bu sözleri acaba yalakalarda ne gibi bir etki yapmıştır?