Terörün tarifinde uzlaşamıyoruz

KALLEŞ terör şimdi de Londra’yı vurdu. 21. yüzyılda küreselleşen dünyanın en güçlü düşmanının terör olduğu, tartışılması gereksiz bir gerçek haline geldi.

Ulus ötesi kimlikler yaratan küreselleşmenin antitezinin de bizzat onu yaratan teknolojideki akıl almaz ilerleme tarafından yaratılması, eşyanın tabiatı gereği.

Ulus ötesi üretim ilişkilerinin düşmanı da ulus ötesi terör örgütleri!

Ancak, unutmamak gerekiyor ki:

Terörün kazandığı ulus ötesi kimlik, aynen üretimin kazandığı ulus ötesi kimlik gibi hálá ulusların paylaşım mücadelesinden besleniyor.

Her bir terör hareketinin ardında, gizlenmiş ulusal çıkarların mücadelesi var!

Terörün örgüt yapısı ulus ötesi, besin kaynağı ise küreselleşen pazarlarda çatışan ulusların bizzat kendileri!

* * *

Hal böyle iken kanımca teröre verilecek en masumane ama en korkunç destek, ona kulp takmaktır.

Hele hele terörü yüreklendirecek en önemli destek, bir terör hareketinin bir diğer terör hareketine reaksiyon olarak gösterilmesidir.

Terörü an fazla şımartan; hedeflediği gibi, bir çıkarın yol açtığı terörün karşı çıkarın terörü tarafından yaratıldığının iddia edilmesidir.

* * *

Buna göre de:

1)Terörü zengin ülkelerin sebep olduğu bozuk gelir dağılımı ve zulmün yarattığını söylemek,

2) ABD’nin Irak’ı işgalinin teröre neden olduğunu iddia etmek,

3) PKK terörüne kulak asan Avrupa’nın, şimdi dersini aldığını belirtmek, yanlış değildir.

Ancak, filin bir ucundan tutularak tarifine çalışılması gibi, bu tarifler sadece bir amaca hizmet ediyor.

Filin (terörün) tarifinin yapılamaması!

Terörün tarifinin buğulu kalması da en çok onu kullanan ulusların işine geliyor!

* * *

Beni en çok rahatsız eden, terörü kınayan insan veya kurumların cümlelerinin sonuna ‘ama’ sözcüğünü katmaları.

Dünyada her olgunun karmaşık nedenleri vardır.

Nedenler ön plana çıkınca, rezil bir katilin bile gerekçeleri olduğu görülür!

* * *

Muazzam bir mali güce, muhteşem bir örgüte, üstün teknolojik bilgiye dayanan ve dünya çapında başarısı yadsınamayacak büyük bir gücün, ezilen zavallı halkların haksızlığa tepkisi olarak tarif edilmesi, saftorik bir algılamadır.

‘Ezilen halklar’ yaklaşımı ancak teröristin kaynağını tarif eder.

Ulus ötesi alanda faaliyet gösteren terör örgütünü bu kadar basit bir anlatımla izah etmeye kalkmak ise sadece basit bir aklın üretimi olabilir.

Önemli olan; nedeni ne olursa olsun, hatta ne kadar haklı gerekçelere dayanırsa dayansın; masum ve korumasız insanların kalleşçe ve muazzam teknoloji kullanılarak berhava edilmesine karşı ortak tavır alınmasıdır!

* * *

Ulusların paylaşım savaşı bitmeden ulus ötesi terör bitmez!
Yazarın Tüm Yazıları