HEMEN herkesin haklı olarak AB konusuna akıl yorduğu bir ortamda ben 09.12.2004 tarihli yazımda uluslararası ilişkilerin çok boyutlu yapısına dikkat çekmeye çalıştım ve Çin, Hindistan ve Rusya olgusuna ve son zamanlarda zayıflayan ABD ilişkilerine vurgu yaptım.
Yazımda:
‘...Türkiye sanki her geçen gün...en eski ve kim ne derse desin, tarihsel açıdan en vefalı müttefiki ABD’den anlaşılmaz nedenlerle uzaklaşmaktadır.
Sanki çok boyutlu analiz sistematiği bazı AKP’lilerin zihinsel boyutunu aşmakta, son zamanlarda ABD ile ilgili sadece duygusal tepki verilmektedir.
Onlar konjonktür olan ile yapısal olanı birbirine karıştırıyorlar!’ diyerek hüküm yürüttüm.
* * *
Ancak, yaşadığım bir tecrübe tek boyutlu analiz zaafının sadece bize ait olmadığını, ABD’nin ‘etkili ve yetkili’ bazı şahıslarının da aynı dertten müstarip olduğunu gösterdi.
Geçen akşam ABD Konsolosluğu’nun daveti üzerine bir avuç insanla birlikte ABD’nin Dış İlişkiler Konseyi Milli Güvenlik Çalışmaları Üyesi Max Boot’un konuşmasını dinledim.
Hakkında verilen bilgiye göre; görüşleri bizzat Başkan Bush tarafından takip edilirmiş. Beyaz Saray’da çok etkili imiş, Ortadoğu üzerine çalışıyor ve büyük övgüler alan kitaplar yazıyormuş.
Çok genç yaşta bir insanın böyle bir teveccühe layık görülmesi, dinleyicilerin doğal olarak büyük ilgisini çekti.
Bay Boot’un kısa konuşmasını dinledik ve kendisine çeşitli sorular sorduk.
Nazik ev sahiplerinden özür dilerim ama; bir konuda bu kadar sığ bilgilere sahip bir insanın bu kadar iddialı olması durumuna fazla şahit olmadım.
Ezber çektiği sözüm ona Marksist metni ne kadar hızlı okursa o kadar etkili olacağını sanan, soru sorulursa ezberi bozulduğu için kızan, tek ve sorgulanamaz gerçeği yakaladığını zanneden gençlik arkadaşlarımı hatırlatan Bay Boot, ancak bazılarını aşağıya aldığım şu görüşlere iman etmemizi ısrarla talep etti:
1) ABD, reel politika ihtiyaçları yanında dünyaya demokrasi ve özgürlük getirmek istiyormuş. Bu arzusuna en iyi gösterge son zamanlarda Afganistan’a yaptıkları katkılarmış. Ancak, Ortadoğu’da durumun oldukça ‘karışık’ olduğunu kabul ediyor.
2) Afganlar ve Iraklılar da, zamanında Almanlar ve Japonlar’ın yaptığı gibi işgalden mutlu olmalı imişler.
3) İsrail-Filistin meselesi Ortadoğu’nun en önemli meseleleri arasında değilmiş.
4) Zamanında 1 Mart tezkeresi reddedilmese imiş, o zaman PKK’nın üzerine hep birlikte gidilebilecekmiş. Ama şimdi eldeki güçleri PKK’nın üzerine gitmeye yeterli değilmiş.
5) S. Arabistan terörü besliyormuş ama şimdi Irak meselesi varken, Arabistan ile uğraşamıyorlarmış!
6) Dünya (Türkiye dahil) demokrasi ve özgürlük mücadelesinde ABD’yi yalnız bırakmış. Onlar BOP üzerinde (herhalde gizli) hálá çalışıyorlarmış.
7) Barzani ve Talabani veri koşullar altında Türkiye’ye çok yakın imişler.
* * *
Bay Max Boot; ısrarla terennüm etmeye çalıştığı şablonunu mu bize dikte etti, yoksa bizimle kafa mı buldu, tam anlayamadım!