Recep Tayyip Erdoğan; AK Parti'nin kuruluşu sırasında yaptığı konuşmada; partisini ‘‘cahil taşralıların partisi’’ olarak nitelendirenlere; taşralıların, ‘‘Türkiye biziz!’’ diye cevap yetiştirdiklerini söylüyor.
Taşrayı küçümseyenlere katılmıyorum!
Benim tezim, Türkiye'yi dönüştürecek yeni gücün; taşradan yükselen ve ülkede ilk defa bağımsız kapitalizm yaratan muhafazakár değişimciler olduğudur.
AK Parti'yi de bu yeni sınıfın temsilcisi olabilecek mi beklentisi ile izliyorum. Bu çizginin muhafazakárlık ile liberal-demokrasiyi mecz ederken kullanacağı terkip çok önemli.
* * *
Girişimin din ile siyaset arasındaki çizgiyi çok iyi belirlemesi gerektiğini dün vurguladım. AK Parti'ye; AİHM'nin Refah Partisi'nin kapatılması ile ilgili aldığı kararı bir içtihat olarak görmesini önerdim.
Bu içtihat; 3 itiraza rağmen, 4 oyla; ‘‘eyleme geçmese dahi ve hatta partililerin münferit olarak yaptıkları şeriat,çok hukuklu yapı ve cihat çağrılarının demokratik sisteme tehdit oluşturduğunu vurguluyor.
* * *
Terkip yaratma çabasının diğer ayağında, sahip çıkılan taşranın hangi niteliklerinin savunulacağı da çok önemlidir.
Taşra, herhangi bir sosyal olgu gibi ne sadece doğru, ne de yanlıştır. Taşra da iyi ve kötünün bir terkibidir. Kaldı ki taşra kelimesi tüm ülkelerde sosyolojik açıdan sadece muhafazakárlığı değil; cehaleti de temsil eder.
Benim yeni Anadolu burjuvazisinden duyduğum heyecan; cehalet ayağının kırılması için çıkılan yeni yoldur.
* * *
Erdoğan konuşmasında; ‘‘eğer taşra biz isek, Türkiye taşra olduğuna göre; demek ki biz Türkiye'yiz’’ demeye getiriyor.
Ancak, taşra da bir terkip olduğuna göre; Erdoğan hangi taşrayı temsil ediyor? AK Parti'ye örneklerle açıkça soralım;
1) Tarımda ürün destek alımlarını -üreticinin desteklenmesini kastetmiyorum- kaldırmayı taahhüt eder misiniz?
3) Üniversite affı çıkarmayacağınıza dair söz verir misiniz?
4) Devleti istihdam kapısı yapmayacağınızı ilan eder misiniz? İktidara gelirseniz; 5 yıl süre ile, yeni memur veya kamu işçisi istihdam etmeyeceğinizi ilan edebilir misiniz?
* * *
Kusura bakılmasın ama; itiraz ettiğim bu 4 örnek taşranın talebidir.
AK Parti bu talepler önünde nerede duracak?
Liberal demokrasi bu 4 talebi de reddeder.
* * *
İki tane de pratik sorum var;
1) Recep Tayyip Erdoğan eleştirilere ne kadar tahammül gösterecek?
2) TBMM'de muhafazakár değişimciliğin en iyi temsilcilerinden birisi olan Cemil Çiçek AK Parti'ye katılacak mı?
* * *
Benim indimde bu iki sorunun cevapları teorik tartışmalar kadar önemli.