ÖNCE bir parantez açayım ve dün terör örgütü Hamas’a sahip çıktığı için eleştirdiğim ve taraflı tavrı nedeniyle arabuluculuk girişimlerinde ciddiye alınmayacağına inandığım Başbakan ile ilgili LDP Genel Başkanı Cem Toker’in sorusunu kamuoyuyla paylaşayım:
"Darfur’da en az 200.000 sivilin katlinden sorumlu, hakkında soykırım ve savaş suçu iddianamesi hazırlanan Sudan Devlet Başkanı Omer El Beşir’i, 2007’de iki defa kırmızı halı ile Türkiye’de ağırlayan AKP hükümetinin, Gazze’deki insanlık dramına tepkisi uluslararası girişimlerinde acaba ne kadar tutarlılık sergilemekte ve saygınlıkla karşılanmaktadır?"
* * *
Gelelim günün konusuna. Dün yine bir şok gelişme oldu ve yeni gözaltılar yaşandı. Haklarındaki iddiaları görmediğimiz için hiçbirimiz neden gözaltına alındıklarını bilmiyoruz.
Şahsen bazı isimler bana "28 Şubat dönemini" hatırlattı. Görüntü bende sanki bu kez 28 Şubat masaya yatırılacakmış duygusu yarattı.
* * *
Önce "28 Şubat dönemi" ile ilgili bakış açımı hatırlatayım.
Bu köşeyi zamanında okuyanlar bilirler ki, o dönem tarafımdan hukukun çiğnendiği bir dönem olarak yaftalanmıştır.
O dönemde Necmettin Erbakan’a, fikirleriyle uyuşmadığım halde, sadece hukuki hakları gasp edildiği için sahip çıkmıştım.
Aynı mantık açısıyla Recep Tayyip Erdoğan’ı da sahiplenmiştim.
Sonradan icraatını eleştirdiğim için beni "hain" olmakla suçlayan Erdoğan, adı geçen dönemde haklarını savunduğum için beni pek severdi. O dönem öyle bir dönemdi ki bugün Erdoğan’ın yalakalığını yapan bazı eski liberaller, Erdoğan’ın kapısına uğramazlardı. 2001 krizinde işini kaybeden bir gazeteci ağabeyime, Zaman’da yazması için arabuluculuk yaptığımda ağabeyim "Duymamış olayım!" diyerek beni terslemişti:
"Bırak el álemi, ben Zaman’da yazdığımı karıma nasıl anlatırım?"
Bu ağabey şimdi Zaman yazarıdır.
Adı geçen dönemde "müesses nizam"a karşı çıktığım için hakkımda 7 adet dava açıldı ve toplam 49 yıl hapis istemiyle yargılandım. Hepsinden de beraat ettim.
Dün gözaltına alınanlararasında zamanında benim hapsedilmemi isteyenler de var.
* * *
28 Şubat karanlık bir dönemdir. Ancak...
İnsanlar muktedir iken onları eleştiren yüreğim, onlar mağdur iken yanlarında duruyor.
Hukuk öncelikle vicdanlara hitap etmelidir. Vicdanlara hitap etmeyen kararlar, kanuna uygun oldukları durumlarda bile vicdanlarda kabul görmeyince hukuki olmazlar.
Tıpkı Recep Tayyip Erdoğan’ın şiir okuduğu için hapis yatması gibi!
* * *
Gönül isterdi ki, dün gözaltına alınan şahsiyetler hakkındaki iddialar anında kamuoyuyla paylaşılsaydı!
Aylarca önce tutuklanan emekli paşalar hakkında hálá iddianame yazılmadığı bir ortamda bir eksantrik profesörün, bir savcının, zamanında 28 Şubat’ın sözcülüğünü yapmış emekli bir paşanın, eski MGK sekreterinin neden ve hangi somut suçlamalarla karşı karşıya olduğunu hepiniz gibi ben de merak ediyorum. Üstelik, aralarında zamanında hukuku yok sayanlar olduğunu bire bir bildiğim halde merak ediyorum.
Eğer, merceğe "28 Şubat" yatırıldı ise, "diğerleri" hakkında ne işlem yapıldığını veya yapılacağını da merak ediyorum. Ancak, hatırlatmak istiyorum ki:
Bir karanlık dönem, başka bir karanlık dönemle aydınlanamaz!
Lütfen, bir an önce kimlerin neden gözaltına alındığı konusunda aydınlanalım!