KARA Kuvvetleri Komutanı’nın hükümetin Irak politikası olmadığına dair saptaması doğrudur.
Genelkurmay Başkanlığı’nın Türk bayrağını cahil veletlere yaktırmaya çalışan hainlere tepki vermesi de doğrudur.
KKTC Cumhurbaşkanı’nın AKP ile ilgili görüşünü ifade etmesi de onun hakkıdır.
Ancak, beni yine de rahatsız eden bir şey var!
* * *
Kara Kuvvetleri Komutanı siyaset yapabilir mi? Bayrak yakan sapkınlara neden hükümet değil de, asker tepki vermiştir? Hükümet neden askerin ardından gelmiştir?
Varlığını anavatana borçlu olduğunu daima söyleyen bir Devlet Başkanı’nın, politikaları iflas edince, anavatanı yönetenlere hem basit hem de siyaset içerikli bir tepki vermesi diplomasi geleneğine ne kadar uyar?
Daha da önemlisi; 2 yıl sustuktan sonra komuta hiyerarşisi gereği zaten susması gereken veya diplomasi kurallarına uyumuyla tanınan kurum ve kişilerin şimdi seslerini çıkarmalarının anlamı nedir?
* * *
Ne güzel, 3 Kasım’dan sonra sanki ‘normalleşiyormuşuz’ gibi bir duyguya kapılmıştık.
Asker askerliğini, bürokrat bürokratlığını, siyasetçi de siyasetçiliğini yapmaya başlamıştı!
‘Bu konuda acaba asker ne diyor?’ diye sormayı unutmuştuk.
* * *
Şimdi ne oldu da asker emir komuta hiyerarşisini unuttu? Siyasetten uzak duran Genelkurmay bayrak saygısızlığına bizzat tepki vermek zorunda kaldı? İki yıldır AKP ile beraber yaşayan Denktaş neden hiddetlendi?
Cevabı basit:
Hükümet 17 Aralık’tan sonra iktidar boşluğu yaratmaya başladı!
Fizik kuralları gibi siyaset kurallarına göre de boşluğun birileri tarafından muhakkak doldurulacağı kaçınılmaz bir gerçektir!
İşte şimdi, alaturka akılla da olsa, birileri ‘Ayvaz kasap, hep bir hesap!’ deyip, süratle boşluğu dolduruyorlar.
Bugün ülkenin dört bir yanında eline Türk bayrağını alan türlü çeşitli dernekler bayrak yakılmasına nümayişlerle tepki verirken, inisiyatif-liderlik artık askerin eline geçmiştir.
Bu boşluğun yaratılmasından ülkede liderliği elinde tutmakla yükümlü olan hükümet bizzat sorumludur!
İnisiyatif kaybında kabahat ne medya, ne AB, ne de ABD’dedir!
Genelkurmay ‘bayrak yakma eyleminden’ sonra 48 saat susmuştur!
Başbakan zehir zemberek bir tepki vermekten 48 saat imtina etmiştir.
* * *
Son zamanlarda milli hassasiyeti ön plana çıkaran Başbakan, bu kadar hassas bir konuda kendisinin neden 48 saat sert ve hamasi tepki vermediği sorusuna cevap arasın:
‘Ben neden Genelkurmay’ın akıl ettiğini akıl edemedim?’
‘Milli görüşü güçlü kurmaylarım bana neden bu konuda yol göstermediler?
Eğer bu sorulara doğru cevap verirse son dönemde hükümetinin yaşadıklarını daha doğru anlar!