İKİ gündür yazdıklarımı özetleyelim: 1) PKK güdümünde bazı Kürt unsurlar Türkiye’yi ‘iki milletli tek cumhuriyet’ çıkmazına sürüklemeye çalışıyorlar.
2) 2006’da peyderpey de olsa Irak’tan çekilmek zorunda kalacağını hesaplayan ABD yönetimine yön veren neo-conlar,ister istemez PKK’ya umut vererek,Türkiye’yi ‘Irak sarmalına’ sokuyorlar.
* * *
ABD’de gelişen iç koşullar göz önüne alınca gözüken odur ki:
2006 Başkan Bush ve neo-conlar için çok ama çok zor bir yıl olacak!
Neo-conlar illa ki Irak’ta taviz vermek zorunda kalacaklar!
* * *
Eğer, yukarıdaki tahminler doğru çıkarsa; ABD, Irak’taki askerlerinin sadece bir kısmını çekmeye başlasa dahi, Irak’ta zaten fiilen geçerli olan ‘bölünme’ büyük ivme kazanacak, ortaya yepyeni koşullar çıkacak.
Yeni koşullar ise en fazla Kuzey Irak’ta kurulan Kürt Federasyonu’nun huzurunu bozacak. Önemle; iki arada bir derede sıkışan ve ekonomik avantajlarını büyük oranda yitirmiş olan Sünni unsurları temsil etme iddiası ile El Kaide ve Baas gözünü Kuzey Irak’a (Kerkük ve Musul) dikecek.
Şiiler de bu durumda, ister istemez, müdahil olma durumuna girecekler.
Millici ve İran yanlısı Şiiler; Baas-El Kaide taraftarı ve laik Sünniler, Şii ve Sünni Kürtler Irak’ta çatışma ihtimali yüksek en önemli unsurlar.
Çatışma ihtimali olan diğer unsurları saymıyorum dahi!
* * *
Herkes ama önemle Kuzey Iraklı Kürtler yukarıdaki senaryoyu hesap etmek zorundalar.
Onlar, böyle bir olası gelişme karşısında, bölgede kendilerine en yakın ülke olarak Türkiye’yi görmek ve varlıklarını korumak için dengeleri yeniden kurmak durumunda kalacaklar.
Öte yanda Türkiye, son zamanlarda olumlu ipuçlarını hep beraber izlediğimiz üzere, Kuzey Irak’ta ‘Kürt Federasyonu’ gerçeğini kabul etmek, hazmetmek ve kendi lehine yorumlamak zorunda.
Türkiye; Kuzey Irak’ta kurulan Kürt Federasyonu’nun doğrudan garantörü olmayı seçerse bölgede tekrar en etkin ülke durumunu elde edebilir!
Türkiye 2006’da Irak’taki Kürtleri Irak’taki diğer hasım unsurlara karşı koruyacak ülke olarak konum almayı planlamalı ve buna uygun politikalar geliştirmelidir!
Doğal olarak; Türkiye’nin bölgede böyle bir tavır almasının olmazsa olmaz şartı PKK’nın Kuzey Irak’ta yok edilmesidir!
2006 yılında Kuzey Irak’taki Kürtlerin, ABD’nin ve Türkiye’nin ortak çıkarı bu yönde gelişecektir!
Benim açık uyarım herkesin ama herkesin hesabını yukarıda analiz etmeye çalıştığım gelişmelere göre yapmasıdır!
PKK’tan etkilenen Türkiye Kürtleri bir kez daha ortada bırakılma ihtimalini göz ardı etmesinler!
* * *
Kuzey Irak’ta yeni bir politika geliştirme dışında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin yapacağı konuyla ilgili tek ilave şey kendi eliyle hayata geçirdiği uyum yasalarının Güneydoğu’da askeri ve sivil bürokrasi tarafından hazmedilerek hayata geçirilmesini temin etmektir!