Şemdinli’de olanlar Irak’ta olanlar ile ilgilidir!

HÁLÁ iddia ediyorum. 1 Mart Tezkeresi TBMM’den geçse idi, o günlerden beri yazdığım gibi, Türkiye şimdi sınırları içinde karşıladığı ‘meseleleri’ sınır ötesinde göğüsleyebilirdi.

Şurası muhakkak ki, Irak Savaşı PKK’ya yeni bir açılım şansı vermiştir. İşin daha acı yönü PKK’nın halk kitlelerine açıkça hükmetmesi imkánını tanımıştır.

* * *

Şemdinli, Hakkári, Yüksekova’da ‘yaşananlar’ uykuya yatmış iki unsurun birlikte harekete geçtiğini göstermektedir. Zaten, bunlar birbirini var eden, birbirinden beslenen unsurlardır. Biri olmadan diğeri hayatiyet kazanamaz.

Şu anda Türkiye yeniden iki unsurun etkisi altına giriyor:

1) Yukarıda belirttiğim gibi PKK yeniden hayatiyet kazanıyor. Üstelik, bu kez ‘siyasi’ zemine kaymaya çalışıyor.

2) Devletin, hukuk süreci ile tarif edilemeyen, derin refleksi de eşzamanlı olarak harekete geçmiş vaziyette.

* * *

1) Irak Savaşı’nın getirdiği ivme ve belki de fırsat ile PKK ‘Apo’ya af!’ sloganı çerçevesinde ‘siyasi sürece’ katılmak gayretine girmiş vaziyette. ‘Demokratik cumhuriyet’ sloganı ile şekillenen ve iki milletli cumhuriyeti öngören bir çözüm arayışı içinde.

2) Buna mukabil, PKK’nın salvosunu kullanarak, parlamento dışı güçleri tekrar etkin kılmak için gayret gösteren statükocu güçlerin tepkisel ve hukuk dışı hareketleri de hem içeride, hem de dışarıda bazı odaklarca destekleniyor.

* * *

2006 yılında; bölgeyi ateş içerisinde bırakarak, ABD’nin Irak’tan çekilmesi ihtimali her geçen gün artıyor.

ABD’de bazı kanatların böyle bir olasılık karşısında, hele hele ABD’nin Suriye ve İran politikaları da göz önüne alınınca, ‘çok fazla güvenmedikleri’ siyasi iktidar yerine, öteden beri işbirliği yapmaya alıştıkları derin devlet mekanizmasının ön plana geçmesini isteyecekleri aşikar.

Öte yanda, dün de yazdım, bu kargaşadan siyasi iktidarın galip çıkmasını isteyen ‘sivil duruş’ da ABD’de varlık gösteriyor. Onlar ise yeni dönemde sivil iktidar ile yeni bir ‘ortak anlayış’ geliştirme arzusu içindeler.

* * *

Böyle bir dönemde Başbakan’ın ‘sancılı bölgeyi’ ziyaret etmesi çok olumlu bir girişimdir. Başbakan’ın yazın gerçekleştirdiği Diyarbakır gezisi altyapısı olmadığı ve Başbakan’ın iradesi dışında şekillendirildiği için hiçbir hedefe ulaşamamıştı.

Ancak şimdi; ziyaretin bizzat gerçekleştirilmesi ‘sivil ve seçilmiş iradenin kendi denetimi dışına çıkmakta olan gelişmelere el koyması’ açısından çok anlamlıdır. Dilerim, ardı arkası gelir.

* * *

Başbakan’ın sivil inisiyatif kullanma çabasında kendisine tüm parlamenter güçlerin destek vermesi de gerekiyor. Bu açıdan TBMM’nin bugün ‘Şemdinli olayları’nı irdeleyecek oturumu çok önemlidir.

Eğer seçilmişler kendilerine emanet edilmiş yasama erkini başka bir güce teslim etmek istemiyorlarsa, Şemdinli’de yaşanan vahim gelişmelere bizzat yürütme erkinin el koyması için hep birlikte Hükümet’e destek vermek zorundalar.

Desteği iktidar milletvekilleri kadar muhalefet milletvekilleri de vermeli!

TBMM bugün sıkı bir imtihandan geçecek!
Yazarın Tüm Yazıları