Paylaş
Mekanı Ankara ve İstanbul'dan ibaret sanan ruhum her ikisinden de umudu kestiğinden midir nedir, bazen hüzünleniyor. Umudumu çalanlar kadar çaldıranlara da kırılıyorum. Ülkemde körler ile sağırların birbirlerini ağırladıklarını gördüğümde, hele hele buna alet olduğumun farkına vardığımda, neredeyse kahroluyorum. Birileri bana yeniden umut aşılasın diye yollara düşüyorum.
Her nedense ben umudu Anadolu yollarına düştüğümde buluyorum.
Zira Anadolu, hayaları hayat suyu dolu bir kısrak gibi kıvranıyor.
‘‘Bu büyük destana kıyamazsınız!..
şairi hülyasız koyamazsınız.’’
Biz İstanbul'da, meyhane köşelerinde birbirimizi kutlarken, kağnı gölgesini kendi gölgemiz diye birbirimize muştularken, Erzurum'dan Nurullah Genç bizlere, biz duymasak da;
‘‘Dönün artık seferden gülümün dedeleri
kaldırın aramızdan alıngan perdeleri
beni anlatmak için rüyalarına girin
O'na binlerce yıllık hazinemi getirin
Orta Anadolu'dan fışkıran ruhlarınız
bu derd ile koymasın beni yalnız’’ diye sesleniyor.
Erzurum seyahatinde tanışmak şerefine sahip olduğum Nurullah Genç, Erzurum Atatürk Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde öğretim üyesi. Horasan'lı. Tüm ömrü Erzurum'da geçmiş. Ancak, aynı zamanda hem şair, hem de romancı. Bana hediye ettiği son şiir kitabı ‘‘hüznün lalesidir dünya‘‘ başlığını taşıyor. Şimdi ne zaman içimi karalar bağlasa bu kitaptan okuduğum birkaç mısra ile ruhumu yıkıyorum.
Anadolu soruyor ve uyarıyor:
‘‘Ülkemi alev alev kuşatıyor hasretin
İstanbul'un işgali değildi böyle çetin
bu mazlumla birlikte reddettin nehirleri
kararttın gözlerine aldanan şehirleri
ölüyor suretini mahzenlerde arayan
kimdi, terk ettiğin gün saçlarını tarayan
seni benden koparan uğurlar mıydı, söyle
bırakıp gitmen için sana kim kıydı böyle’’
Her geçen gün payitahttan adım adım uzaklaşırken millet, biz hiç utanmadan ve arlanmadan millete don biçmeye devam ediyoruz. Tarihi yaşanmamış zanneden beyin hücrelerimiz ne düşündüğünü, ne istediğini sormaya dahi zahmet etmediği millet için çareler üretiyor! Ankara ve İstanbul'un zengin sofralarında palazlanan siyasi partiler lime lime dökülürken, biz önce Fazilet'in, şimdi de MHP'nin ne kadar bize benzemeye başladığını, kanırta kanırta, birbirimizin kulağına haykırıyoruz! Halbuki milletin şairi;
‘‘Bu büyük destana kıyamaz ölüm
şairi hülyasız koyamaz ölüm’’ diye direniyor.
Ahh! Anadolu bir de üzerindeki ezikliği atabilse!
Paylaş