TÜRBAN için Anayasa değişti. Ancak, belli ki bu kavga burada bitmeyecek.
Yasal, siyasal ve sosyal alanda itişme devam edecek. Ben ülkenin bir karpuz gibi ortadan yarıldığını görüyor ve çok üzülüyorum. Bunun içindir ki bugünden ibaren aydınların görevinin bu ayrışmanın mümkün olduğunca önüne geçmek olduğu görüşündeyim. Bu safhada ülkede birileri iki tarafa da eşit mesafede durarak, taraflara aklının erdiği kadar sağduyu telkin etmelidir.
Ben bugün ve yarın buna soyunacağım. Bugün türbana direnenlere sesleneceğim. Yarın, türbanı serbest bırakanlardan bazı dileklerde bulunacağım.
* * *
Sevgili Hocalarım, Sayın Rektörlerim;
Türbanın serbest bırakılması sonrası ülkede gelişebilecek olaylar ve yaşanacak süreç hakkındaki kaygılarınızı paylaştığımı bu köşede defalarca yazdım.
Öte yandan zannederim ki, YÖK Ek-17. maddenin yeniden düzenlenmesi konusunda AKP, içine düştüğü çıkmazın farkına vardığı için kıvıracak ve topu üniversitelere atacak.
Gözüken odur ki, ateşten kestaneleri size aldırmaya kalkacaklar!
* * *
Benim sizlerden bu safhada ricam, hukuki mücadelenizi ne şekilde yürütürseniz yürütün, üniversiteye başı kapalı da gelecek, başı açık da gelecek gençlerin hepsinin bizim evladımız olduğunu unutmamanızdır!
Lütfen, yasaları yorumlayarak onların okula girişine engel olmayın!
Bence de kapalı kızlarımız içinde türbanı siyasi tavır olarak kullananlar var. Dışlanma duygusu içinde içi öfke dolu olanlar var. "Şimdi sıra bizde!" diye düşünenler var.
Ama, sadece ve sadece inancını yaşamak isteyenler de var. Onlar sadece bir an evvel okullarına kavuşmak istiyorlar.
Ben 2. grubun çoğunluk olduğunu düşünüyorum.
İsteyen aksini de düşünebilir.
Ama TBMM’nin yaptığı Anayasa değişikliğinden sonra niyeti ne olursa olsun, başını kapayan her bir kızımızı bağrınıza basmak sizin göreviniz olsun!
Siz elinizi uzatın, varsın olsun, o eli sıkmayacak gafiller olsun.
Kendimi tekrar edeyim, hukuki mücadelenizi boşlayın demiyorum. Ama, muhatabınızın siyasiler olduğunu, gençler olmadığını hiç unutmayın.
* * *
Ben üniversite yıllarımda bir radikaldim. Hırçın ve bazen edepsiz tavırlarım olurdu. Başta rahmetli rektörümüz Abdullah Kuran olmak üzere o dönemdeki hocalarımın hoşgörüsü, dostluğu, ağabeyliği-ablalığı benim haddimi ve yerimi öğrenmemde çok yardımcı oldu. Bugün gönlümde Boğaziçi Üniversitesi bana sadece öğreten değil, beni aynı zamanda eğiten kurumdur.
Başı örtülü kızların büyük kısmı radikal değiller. Ama siz, onların yanında radikallere de kucak açın ki kalplerde yer eden hocalar olarak tarihe geçesiniz!
* * *
Sevgili Hocalarım;
Bir de provokasyondan çok korktuğumu söylemek zorundayım. Biz zamanında çok oyuna getirildik. Eminim, şimdi de çeşitli unsurlar üniversiteleri kavga alanına çevirmek için hazırlık yapıyorlar, zira onların eline büyük kozlar verdik. Lütfen, üniversitelerin içine okul dışı unsurların sızmasına engel olmak için azami gayreti gösterin!
Bütün hocalarıma ve rektörlerime en derin saygılarımı sunuyorum!