BENİM dış politika bilgime göre siyaset oluştururken iki ayaktan biri seçilir:
1) Ya ülkenin menfaatleri ve dış dünyanın gerçekleri ön plana alınır ve değiştiremeyeceğiniz dünya gerçekleri karşısında ülkenin menfaatlerini optimize edecek, diğer bir deyişle menfaatlere en uygun olanı yakalayacak politikalar izlenir: Reel politika!
2) Ya da, ülke kendine dünyada belirli idealler edinir ve bu idealleri hayata geçirmek için mücadele eder: İdealist politika!
* * *
Yeni Dışişleri Bakanımız’ın politikalarını hangi açılardan takip edeceğimi dün yazdım.
Bugün Ahmet Davutoğlu’nun yarattığı kavramların pratikte oluşmuş veya oluşacak bazı olası çıkmazlarını vurgulamaya çalışacağım.
Ahmet Davutoğlu: i) oynak merkezli, ii) tüm ülkeler ile teke tek ve doğrudan karşılıklı menfaatleri hedeflemiş ilişkilere dayanan, iii)komşularla sıfır sorun yaşamak isteyen, iv) ülkeyi Ortadoğu’da merkez ülke haline getiren, v) ABD’nin dümen suyunu bire bir takip etmeyen bir dış politika yürütme iddiasında. Benim ise bu 5 kavramı bir araya koyunca kafam karışıyor.
* * *
ABD seçimleri ardından ülkemizde, özellikle yandaş yazarlarca,"Obama methiyeleri" düzülmeye başlandı. Obama’yı olağanüstü insan olarak görenler oldu. Davutoğlu bakan olunca, ona da methiyeler düzenler hemen belirli gazetelerde türediler.
Ahmet Davutoğlu ABD’ye bir seyahat yaptı ve yandaş basın bu seyahati olağanüstü başarılı buldu. Ahmet Davutoğlu da bu seyehatten o kadar etkilenmiş idi ki şöyle dedi:
"Obama ile Türkiye’nin dış politika tercihleri ve öncelikleri tamamen örtüşmektedir."
Hadi bu cümleyi "Türkiye ABD’nin dümen suyunda hareket edecektir" diye okumayalım, iki ülkenin ölçüp biçtikten sonra böyle bir sonuca vardıklarını düşünelim.
İşte benim burada aklım karışıyor.
Bizim 2 önemli komşumuz var: Rusya ve İran!
Bu 2 ülkenin dış politika "tercihleri" ve "öncelikleri", benim anladığım dilde "menfaatleri" ABD ile büyük çapta çelişiyor.
Menfaatlerin keskin bir bıçak gücü ile böldüğü bir dünyada (örn: enerji) Türkiye hem ABD, hem Rusya, hem İran ile dış politika tercih ve önceliklerini aynı anda nasıl örtüştürecek?
Eğer tercih ve öncelikler ABD ile tamamen uyumlu ise Türkiye komşuları ile nasıl teke teke ve karşılıklı menfaatlere dayanan ilişkiler kuracak, nasıl sıfır sorunlu yaşayacak?
En önemlisi dış politika ABD, Rusya, İran ile oynanacak oyunlarda nasıl "oynak merkezli" olacak?
Eğer "oynak merkezli oyun" oynanacaksa, Türkiye’nin herkese mavi boncuk dağıtan "oynak ülke" konumuna düşme ihtimali yok mu?
* * *
İsrail, İran’ın Suriye, Hamas ve Hizbullah üzerindeki etkisi nedeniyle nükleer silah yapmaktan vazgeçmediği sürece Filistin’in bağımsız bir devlet olmasına müsaade edilemeyeceğini iddia ediyor.
İşin ilginç yönü Mısır ve Suudi Arabistan da İsrail ile aynı fikirde.
Ortadoğu’nun başat ülkeleri İran’ın bölgedeki hegemonik oyunlarından çok şikayetçi. Ben de İran’ın çok başarılı politikalarla bölgede emperyal bir konumu hedeflediği düşüncesindeyim.
Ancak o zaman da aklım Türkiye’nin hem komşuları ile (İran) "sıfır sorun" yaşayıp, hem de Davutoğlu’nun deyimi ile bölgede nasıl "merkez ülke" olacağını kavrayamıyor.