Paylaş
* * *
Önce değişikliklerde olması gerekirken metinde olmayanlardan başlayalım:
1) CMK 250., 251., 252. maddeler hemen herkesin soruşturulmasını tek bir savcı kararına bağlamış iken AKP milletvekilleri hâlâ “dokunulmazlık” zırhına sığınıyor.
2) “Kürt açılımı” diye yeri göğü inleten Hükümet’in daha fazla özgürlük için Anayasa değişikliği yaparken Anayasa’ya “Kürt açılımı” ile ilgili (örneğin vatandaşlık tarifi, anadilde eğitim) herhangi bir “açılım” konulmuyor.
3) Venedik Komisyonu’nun da ısrarla uyarmasına rağmen, seçim barajı % 10’dan aşağı indirilmiyor.
* * *
Değişiklik metninde yer alan bazı maddelere somut itirazlarım ise şöyle:
1) 1982 Darbe Anayasası’na karşı panzehir olacağı söylenen taslak metinler 82 Anayasası’nda çok eleştirilen “Cumhurbaşkanı’nın yetkilerinin aşırılığı”nı beter artırıyor. Herhalde Başbakan kendisine bir “Başkanlık rejimi” hazırlıyor.
2) HSYK yargı bağımsızlığının özü. Ama 1982 Anayasası ile sağlanan Adalet Bakanı ve Müsteşarı’nın HSYK’daki sultası aynen devam ediyor. Avrupa Yargıçlar Konseyi ve Venedik Komisyonu raporlarında Bakan’ın HSYK’ya Başkanlık etmemesini öngörülüyor. AB Komisyonu uzmanları da Bakan ve müsteşarının HSYK üyeliğinden çıkarılmasını tavsiye ediyorlar. Anayasa paketinde Anayasa’ya “kurulun yönetimi ve temsili kurul başkanına (Adalet Bakanı-CÜ) aittir” yolunda yeni bir hüküm eklenmiş. Başka bir deyişle, yargıçlardan sorumlu olan HSYK’nın yönetimi yargıçların elinde değil, yürütmenin elinde. Müfettişlerin yargıç ve savcılar hakkında soruşturma yapması da Adalet Bakanı’nın oluruna bağlı. Bakan’ın istemediği yargıç ve savcılar hakkında HSYK soruşturma açamayacak. (Bkz: Rıza Türmen-Milliyet yazıları.)
* * *
3) Anayasa Mahkemesi 17 üyeden oluşuyor. 3 üye TBMM tarafından salt çoğunlukla seçiliyor, 14 üye Cumhurbaşkanı tarafından atanıyor. Bunlardan 4’ünü Cumhurbaşkanı doğrudan seçiyor. Hükümet’in sultası altındaki YÖK’ün göstereceği adaylar arasından atayacağı 3 üye, Cumhurbaşkanı’nın doğrudan seçeceği
4 üye ve TBMM’nin salt çoğunlukla (AKP’nin oyları ile) seçeceği 3 üyenin iktidar partisinin görüşlerini paylaşan üyeler olacağı açık. Böylelikle, 17 üyeden en az 10’unun iktidar partisine yakın üyeler olması güvence altına alınmış durumda.
4) Taslağa göre TBMM’de grubu olan partiler 5’er kişilik Komisyon kuracaklar ve söz konusu parti hakkında dava açılabilmesi için bu Komisyon’un mutlak çoğunluk (2/3) ile karar vermesi gerekecek. Örneğin, bugünkü hali ile TBMM’de grup kurmuş 4 parti var. Demek ki, Komisyon 20 üyeden (4X5) oluşacak. Parti hakkında dava açılabilmesi için 14 (2/3) oy gerekli! Eğer, taslak gerçekleşirse: Kapatılması istenen parti grup sahibi ise 5 oy dava açılmaması için kafadan cepte. Bugünkü duruma göre, diğer 15 oyun 14’ü (14/20) birden bu partinin aleyhine hüküm vermeli ki, dava açılabilsin! Kapatılması söz konusu parti diğer partilerden sadece 2 oyu ayarladığı anda yırtıyor. İcabında bu 2 oyun piyasa değerini siz ölçün!
* * *
Daha önce de yazmıştım. Yukarıda değindiğim maddeler değişirse Anayasa “Kendin pişir kendin ye Anayasası” olacak!
Paylaş