28 Mart 2005 tarihli ‘Başbakanlık Müsteşarı İstifa Etmek Zorundadır’ yazıma Müsteşar Bey cevap yolladı.
Bugünkü yazımda 2.5 sayfalık cevabın ruhunu koruyarak bazı alıntılarla Müsteşar’ın görüşlerini nakledecek ve ayrıca mektupla ilgili görüşlerimi takdim edeceğim.
Başbakanlık Müsteşarı Prof. Dr. Ömer Dinçer, yazımda kendisi hakkında ‘asılsız iddia ve ithamlara’ yer verdiğimi söylüyor.
‘...1996 yılında Yrd. Doç. Dr. Yahya Fidan’la birlikte yazdığım kitapla ilgili olarak Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 3 Mart 2004 tarihinde bir inceleme komisyonu oluşturmuş, oluşumu ve yetkinliği hayli tartışmalı olan komisyon, şahsımın ve Sayın Fidan’ın görüşlerini almaksızın, hatta şahsıma ve Sayın Fidan’a haber vermeden, hukuki geçerliliği olmayan bir karar almış, üniversite yönetimi bu kararı YÖK’e bildirmiş, YÖK ise söz konusu tartışmalı karara dayanarak Marmara Üniversitesi’nin de aynı yönde bir inceleme yaparak gereğinin yapılması talimatını vermiş, fakat Marmara Üniversitesi zamanaşımına girmesi nedeni ile herhangi bir işleme gerek görülmediğini YÖK’e bildirmiştir...’
* * *
Dinçer, mektubunun diğer bölümlerinde Hürriyet Gazetesi ile davalı olduğu için atıfta bulunduğum haberin kasıtlı yayınlandığını, gazetede yer alana dek Cumhuriyet Üniversitesi’nin komisyon raporundan bilgisi olmadığını da söylüyor.
Benim adı geçen yazımda ‘Önceleri Dinçer, intihali Fidan’ın üzerine atarak, yazmadığı hatta okumadığı bir kitaba imza attığını iddia etmişti’ sözlerimi de reddediyor ve zamanında yaptığı açıklamada ‘...(sözü geçen kitabında) başka kaynaklardan yararlanılan bölümlerde bu kaynaklara titizlikle atıf yapılmıştır’ dediğini söylüyor. Ancak, aynen Dinçer’in kelimeleriyle açıklamada ‘...kitabı birlikte yayınladığımız yazarın teknik hatası nedeniyle çok az sayıda bilginin kaynağı gösterilmemiştir’ deniyor!
* * *
Prof. Dr. Ömer Dinçer’in cevabına göre:
1) Alıntı yaptığım haberde bir tek maddi yanlış Marmara Üniversitesi’nin ‘zamanaşımı’ nedeniyle rapor yazmamış olması durumudur.
2) Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nin ise raporu var ve bu raporda ‘intihal yapıldığı’na dair karar verilmiş.
3) Müsteşar Bey, Cumhuriyet Üniversitesi’nin kararını, hiçbir maddi gerekçe göstermeden yok sayıyor! Raporu yazanlara ağır ithamlarda bulunuyor.
4) Kendi ifadesiyle kitabında ‘çok az sayıda bilginin kaynağı gösterilmemiş’, ancak bu intihal sayılmıyor.
Akademik dünyaya soruyorum; peki öyleyse intihal ne?
* * *
Ben Müsteşar Bey’in sübjektif/bilimsellikten uzak/duygusal bir cevap yerine kendisini suçlayan raporun tersini iddia eden objektif/bilimsel dayanağı olan/akla dayanan bir raporla cevap vermesini beklerdim.
Ömer Dinçer mealen ‘çok az sayıda bilginin kaynağının gösterilmemesi intihal sayılmaz’ diyor ve bu kişisel kanaatini bir üniversite raporuna üstün tutmamızı bizden bekliyor.
Aksine, bilimsel bir rapor ortaya koymadığı sürece sübjektif kanaati Dinçer’i aklamaz.