13-19 Haziran 2005 tarihleri arasında Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği’nin (AİFD) davetlisi olarak birkaç gazeteci arkadaşla birlikte ABD’de ‘ilaç ve sağlık sektörü’ üzerine bazı ziyaretler yaptık, bazı konferanslar dinledik.
Bu gezi ‘bilim’in olağanüstü büyüsüne kapılmış bir kişi olarak, benim için adeta bir hayal álemine daldığım bir gezi oldu.
Bilimin ne olduğunu; nasıl bir zahmet, emek, akıl, sabır ve maddi kaynak istediğini bu gezi sayesinde bir kez daha anladım.
* * *
Ailesi içinde önemli sayıda üyesini kanser hastalığı nedeniyle kaybetmiş birinin yaşadığı vesveseler ile baş etmeye çalışan bir insan olarak aşağıdaki cümleleri bizzat uzmanlardan duymak, çok ama çok moral verici. Ben anladıklarımı mealen naklediyorum. Basit ifadelerim için ilgili bilim adamlarından özür dilerim:
1) Kansere neden olan faktörleri çözmekte fazla adım atamadık. Ancak, kanserin yayılmasına neden olan faktörlere karşı önleyici tedbirler geliştirmekte çok büyük adımlar attık.
2) Kanserin kalıtımsal ilişkileri çok zayıf. Meme kanserinde etki takriben yüzde 7-8 iken, akciğer kanserinde hiçbir kalıtımsal bağlantı kuramıyoruz.
3) Akciğer kanserinin en önemli nedeni yüzde 80-85 oranında sigara tiryakiliği olduğu gibi tüm kanserlerde sigara tiryakiliğinin yüzde 25 civarında bir etkisi olduğunu düşünüyoruz.
Dünyanın en büyük ilaç firması Pfizer’in sahip olduğu dünyanın en büyük ilaç araştırma merkezi Groton Laboratuvarları’nda dünyanın en ileri kanser çalışmaları yapılıyor.
İcatlar bölümü başkan yardımcısı ve 27 yıllık kanser araştırmacısı Dr. Mike Morin, ‘kanserin önümüzdeki 5 yıl içinde tıpkı şeker hastalığı gibi tedavi edilemeyen ama belirli ilaçlarla bir ömür boyu beraber yaşanan ölümcül olmayan hastalıklar kategorisine düşeceğini’ büyük bir inançla söylüyor. O, hayatını adadığı kanser çalışmalarının sonucunu ölmeden önce alacağına inanıyor.
Aynı laboratuvarda görev yapan başka bir mucit-bilim adamı, Kanser Biyolojisi Direktörü Dr. Bruce D.Cohen de aynı bilgileri teyit ediyor.
* * *
Söylenmesi bu kadar basit ama ulaşılması neredeyse çok yakın tarihte imkánsız görülen bu sonuçların arkasında ne yatıyor?
Bilim ve ona karşı gösterilen saygı; hak ettiği emek, zaman ve para!
Dünyada her yıl bilimsel araştırmaya tam tamına 550 milyar dolar yatırılıyor. Türkiye’nin tüm toplam araştırma bütçelerinde payı sadece 650 milyon dolar (yüzde 1!).
Yeni ilaç keşfi için yapılan araştırmalara beher yıl harcanan para ise 50 milyar dolar! Bu paranın 38.8 milyar dolarınıABD (yüzde 78), geri kalanını ise (yüzde 22) diğer ülkeler harcıyor.
ABD’de harcanan 38.8 milyar dolara karşılık geçen yıl ilaçlara ruhsat veren ABD kurumu FDA, sadece 38 ilaca ruhsat vermiş.
2004 yılında piyasaya çıkmadan önce beher ilaç ABD’ye ortalama 1 milyar dolar yük getirmiş!
İlaca neden çok para veriyoruz? Araştırmacı ilaç firmaları neden bu kadar önemli?
Eğer kendi hayatıyla ilgileniyorsa; toplumun bu sorulara makul cevaplar vermesi şart!