12.03.2006 Pazar günü yazdığım "Köylü Kurnazlığı" başlıklı yazımda hükümetin, türbanlıların ve imam hatip (meslek liseleri) mezunlarının diğer öğrencilerle eşit olarak üniversitede okuma hakkı kazanmaları konusunda, söz verdiği halde samimi davranmadığını, öğrencileri oyaladığını yazdım.
Aynı gün Bakan Hüseyin Çelik aradı ve nazik bir eda içinde "köylü kurnazlığı" terimine içerlediğini belirtti. Ben de kendisine yazılı cevap verirse aynen yayınlayacağımı belirttim. Zira, bu köşede eleştirdiğim herkesin cevap hakkı olduğunu düşünüyorum ve bana yollanan her cevabı yayınlıyorum. Bakan hemen yazılı yanıt verdi. Ben de yayınlıyorum.
* * *
Sayın; Cüneyt Ülsever
Bugünkü (12.03.2006) Hürriyet Gazetesi’ndeki "Köylü Kurnazlığı" başlıklı yazınızla ilgili aşağıdaki hususları dikkatinize sunuyorum.
1) Meslek Lisesi mezunlarının fark dersleri vererek genel lise mezunu olmaları, 1973’ten önce ülkemizde yaygın olarak başvurulan bir yol olduğu gibi hálá dünyanın birçok ileri ülkesinde de var olan bir uygulamadır.
2) 1973’te çıkan 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nda Meslek Liseleri, Genel Liselerle eşit ve denk sayıldığı için sonraki süreçte bu uygulamaya gerek kalmamıştır.
* * *
3) 1739 sayılı yasanın hükümlerine rağmen YÖK üniversiteye girişi düzenleme yetkisinden hareketle 1998’de katsayı uygulamasını getirerek Meslek Liselerini mağdur etmiştir.
4) Meslek Liselilerin mağduriyetini gidermeye yönelik Açık Öğretim Lisesi Yönetmeliği’nde yapılan değişiklik, aslında şeffaf ve dürüst yönetim anlayışımızın bir ürünüdür. Açık Öğretim Lisesi’ni devreye sokmayarak Türkiye’deki tüm Genel Liselere bir genelge gönderip müracaat eden tüm Meslek Lisesi öğrencilerine fark dersi programı düzenlenmesini de isteyebilirdik. Açık Öğretim Lisesi’ni devreye sokmamız, sınavların merkezi olması ve değerlendirmelerde sübjektiflik olmayacağından dolayıdır.
* * *
5) Meslek Liselerine farklı katsayı uygulanacağına dair bir kanun yoktur. Bu mesele yukarıda da belirttiğim gibi YÖK’ün bir kararı ile uygulamaya girmiştir. YÖK, bugün alacağı bir kararla bundan vazgeçse bu sıkıntı biter. Dolayısıyla bu konuyla ilgili ille de bir kanun çıkarılması gerektiği gibi bir mecburiyet yoktur.
6) Açıköğretim Lisesi Yönetmeliği’nin Resmi Gazete’de yayınlandığı tarih ile Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararı verdiği tarih arasında geçen sürede Açık Öğretim Lisesi’ne kayıt yaptıran öğrencilerin kayıtlarının geçerli olduğuna dair görüş sadece benim değil birçok hukukçunun da görüşüdür. Kaldı ki, Danıştay İdare Daireleri Genel Kurulu’na yaptığımız itiraz da henüz sonuçlanmamıştır. Yani hukuki süreç devam etmektedir.
* * *
Sayın Ülsever,
Hal böyle iken ülkemizdeki bir haksızlığı, bir mağduriyeti hukuk içerisinde kalarak gidermeye çalışanları "köylü kurnazlığı" yapmakla itham edip, tamamen ideolojik saplantılar sonucu Türkiye’deki Mesleki ve Teknik Eğitim’in çökmesine ve mağduriyete yol açanlara, en azından bahse konu yazınızda, toz kondurmamanızı objektif bir değerlendirmeolarak görmediğimi bilmenizi isterim.