Paylaş
GÖRÜNÜŞTE Kemal Derviş'in değişim çağrısına sahip çıkıyor, bu çağrıyı kösteklemeye çalışan bakanlara da ateş püskürüyoruz. Evet, bu ülkede varlık nedenini, uluslararası seviyede bir ihtisası olmadığı için statükoya bağlayan bir sürü siyasetçi var. Bakanlar Kurulu'nda, canla başla statükoyu savunan prof.'lar ve doçent'ler, uluslararası rekabette hiçbir şanslarının olmadığını en başta kendileri biliyorlar. Onlar, varlık sınırlarının Edirne olduğunun bilincindeler.
Onlara değişime direndikleri için kızalım, ateş püskürelim!
* * *
Ancak, değişimi millet ne kadar istiyor, ben bundan da emin değilim.
Mehmet! Memleketin bu hale gelmesinde senin hiç mi kabahatin yok?
Derviş ‘‘ekonomi ile siyaseti ayıralım’’ derken, senin de dümen suyunu bozduğunun farkında mısın?
Üretmeden tüketme huyundan vazgeçebilecek misin?
Eğer, vazgeçemeyeceksen, değişim senin neyine?
Mehmet! Sen kıçını devlete dayamadan, üretimin her türlü belasını yüklenerek yaşamaya hazır mısın?
* * *
Benim moralimi Kemal Derviş'e sarf edilen bir söz çok bozdu. ‘‘Kurtar bizi baba!’’
Bre insafsız! Şu yaşananlardan hiç mi ders almadın?
Kemal Derviş, yeni cukka bulursa kahraman, bulamazsa ölümlerden ölüm beğensin.
Bakın bu ülkenin kaynaklarının ancak bir kısmı hortumlandı, büyük bir kısmı da ucuz krediler, destekleme alımları, Kıbrıs'a yardım, arazi afları, kaçak elektrik ve su, aşırı istihdam ve dahi kaçak vergiler olarak millet tarafından çarçur edildi.
Siyasetçilere kızgınlığımız, kötü yola düşmüş yeni yetmenin söyleyebileceği ‘‘beni o alıştırdı’’ sözünün dışında pek haklılık taşımıyor.
Ulaştırma Bakanı, Telekom gibi bağlı kuruluşlara, geçen yıl yaptığı gibi binlerce adam yerleştirmezse, onun bir daha yüzüne bakmayacağımızı pekálá biliyor.
Tarım Bakanı, tarımda dünya fiyatları üzerinde bir destekleme koparamazsa, bir daha koltuk yüzü göremeyeceğinin farkında.
Esnaf kooperatiflerinin değişmez babaları hálá borcu devlete, aktifleri kendilerine kalacak bir ‘‘Halk Bankası özelleştirmesi’’ peşindeler. Ancak böyle beslenecekler.
Sendika ağalarının, işsiz kalan milyonlarca özel sektör çalışanı hakkında ettiği bir tek kelam dahi yok. Hele hele, ‘‘Verimliliği nasıl artırırız?’’ sorusunu hayatlarında hiç sormadılar. Onların tek sıkıntısı, sanki kriz sadece kamu çalışanlarını ilgilendiriyormuş gibi, üç-beş kuruş daha fazla kapma sevdası. Yoksa, ağalıklarına halel gelir!
* * *
Kamuoyu yoklamalarında AB üyeliğine ‘‘evet’’ cevabı % 70'in altına düşmüyor diye milletimizin değişim talebine çok seviniyoruz. Peki ‘‘Neden AB'yi istiyorsunuz?’’ sorusunda ilk sırayı hangi şık alıyor: ‘‘Dışarıdan para gelecek.’’
Kimse Maastricht Anlaşması'nın ekonomik yükümlülüklerini iplemiyor.
Kimse, tarımda verimliliği AB standartlarına yükseltmeden üye olamayacağımızı konuşmuyor.
* * *
Değişim, babalığın Süleyman'dan Kemal'e geçmesi ise olmaz olsun böyle değişim!
Mehmet, samimi cevap ver, değişimi maçan kaldıracak mı?
Paylaş