Lakin vakit geç değil mi?

BU satırların yazıldığı saatlerde TBMM, AKP’nin girişimi ile TCK 301’i görüşecek.

AKP milletvekili Vahit Eldem partisine ağır eleştiriler getirmiş.

Adını açıklamayan kıdemli siyasetçi bir AKP’li "Gerekirse bakanların bazıları değişir" demiş.

AKP geniş kapsamlı bir Anayasa değişikliği paketi üzerinde çalışıyormuş.

Parti kapatma Venedik kriterleri seviyesine çıkarılmalıymış.

Başbakan Ermenistan’ın yeni seçilen başbakanını kutlamış.

Kuzey Irak’a yeni açılım yapılacakmış, Barzani ile irtibat kurulacakmış.

Kıbrıs’ta barış için yeni bir açılım Ankara tarafından desteklenecekmiş.

* * *

Normal zamanda gazetelere bu haberler düşse çağdaş Türkiye yaratma çabasında hükümeti önce alkışlamak, sonra da desteklemek gerekir.

Ancak, yukarıda sıraladığım son dakika gelişmeleri bana sadece bir şarkının sözlerini hatırlatıyor:

"Daha önceleri nerelerdeydiniz?"

* * *

3 yıldır 301’in üzerine yatan AKP iktidarı olmasa.

Vahit Eldem son anda "batan gemiden" inmeye kalkmasa, bu sözleri partinin kapatılma davası açılmadan önce söylemiş olsa.

Bazı bakanları (herhalde esasen Hüseyin Çelik’i kastediyor) değiştirmekten bahseden siyasetçi/bakan adını verecek yüreğe sahip olsa.

Geniş kapsamlı Anayasa değişikliğini rafa kaldırıp, daha 2 ay evvel sadece türban için Anayasal özgürlük aranmış olunmasa.

Partiler Kanunu hakkında AKP iktidarı 2003’ten beri sadece Anavatan’a hazine yardımını kesmek için değişiklik yapmış olmasa.

Başbakan bugüne dek Ermenistan’a sadece sırtını dönümüş olmasa.

3 Kasım’da Oval Ofis’te anında istihbarat karşılığı Kuzey Irak için verilen sözler daha önce hayata geçirilmeye başlamış olsa.

Annan Planı’nın hayata geçmeyeceği belli olduktan sonra yıllardır Ankara, Mehmet Ali Talat’ı yalnız bırakmış olmasa...

Belki ben de hayatın ders almak üzere var edildiğine inanır ve "Bir şans daha!" şarkısını çalmaya başlardım.

Ancak, hayatın son dakika manevralarını yemeye müsait olmadığını öğrenecek kadar yaş yaşadım!

* * *

Bütün bunların dışında...

Eğer, son dakikada "Sabah-atv" dünyanın en abuk yöntemi ile devredilmeseydi, belki yine de safça "Hayattan ders alınıyor" diyebilirdim.

Başbakan’ın "banka hortumlama" konusunda görüşlerini bizzat kendisinden defalarca dinlemiş bir kişi olarak hayattan hiç ders alınmadığını bir kez daha yaşıyorum.

"Banka hortumlanması" olaylarını zamanında fena etüt etmemiş bir kişi olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki, bu kadar amatörce bir kredilendirme rezaleti daha önce yaşanmamıştı.

Sabah-atv’nin Vakıfbank-Halk Bankası kredileri ile devrinin hemen ardından banka müfettişleri, murakıplar, Devlet Denetleme Kurumu üyelerinin hemen bu iki bankayı denetim altına alması gerekir, RTÜK’ün sonda çıkan ve adını dahi "büyük ortağın" doğru dürüst bilmediği küçük "Arap ortağı"nı hemen sorgulaması gerekirdi.

* * *

Ama heyhat! Para bulma konusunda bizzat Başbakan ve Cumhurbaşkanı devrede!
Yazarın Tüm Yazıları