HAFTA içinde arabamda radyodan bir haber kanalını dinliyordum. Kanal "laiklik" konusunda "halkın sesi"ne kulak veriyor, insanlarımızın seslerini kamuya duyurmalarına aracılık yapmak istiyordu.
Benim dinlediğim program bölümünde amaç halka "laiklik"ten ne anladıklarını açıklatmaktı. Ben de merakla "görüşleri" dinlemeye başladım. Beklediğim gibi herkes meşrebine göre bir tarif verdi. Bunu bekliyordum.
Ancak, beklemediğim bir şey oldu. Telefona sarılan "görüş sahipleri" hiddet ve şiddet içinde kendilerine göre karşı tarafa düşenlere hakaret edici sözler sarf etmeye, beddua okumaya başladılar.
"Değil kapatmak, idam edilmelidirler!"
"Bu ülkeden kovulmaları gerekir."
"Din, laiklikten o kadar eskidir ki, laiklik öne geçemez, öne geçirmeye kalkanlar hak ettikleri dersi alacaklardır."
Mealen naklettiğim sözler karşısında aklım durdu, birbirimizden bu kadar kopmuş olmamız beni korkuttu!
* * *
Gazeteciler küfür yemeye alışıktırlar. Ancak, gazetecilere e-posta vasıtasıyla sövenler genellikle ödlek ve şahsiyetsiz insanlardır. Uyduruk bir e-posta adresiyle herhangi bir internet kafeden hakaret ederek hem hiçbir riske girmezler, hem de karınlarının şişini indirirler.
Halbuki radyodaki programa katılanlar pervasızdılar, kullandıkları telefonun numarası kolaylıkla tespit edilebilirdi. Ancak, onların gözleri iyice dönmüştü. Üstelik, kullandıkları dile ve şiveye dikkat ettiğinizde eğitimli olduklarını da tahmin edebiliyordunuz.
* * *
Elimize geçen her fırsatta "bölünmez bütünlüğümüz"den bahsederiz ama açık ve seçik her geçen gün beter bölünüyoruz.
Bölenler de "ayrılıkçılar", "bölücüler" veya "PKK" değil!
Bölenler kendilerini bölünmeye engel olmaya adadıkları iddiasıyla ortaya çıkan siyasiler ve bürokratlar!
* * *
Cumhuriyet Başsavcılığı iddianamesinde "laik yaşam tarzı, uygar yaşam tarzıdır" mealli bir söz kullanıyor. AKP de savunmasında "uygar olmayan yaşam tarzı hangi yaşam tarzıdır?" mealli bir soru soruyor.
Esasında iki taraf da yarattıkları palyatif kavramlarla şunu söylemeye çalışıyor:
AKP: Sen türbanlı kızlarımıza uygar değil diyorsun.
İnanın, tartışma bu kadar basit. İçinde sosyolojinin zerresi yok.
İki taraf da alabildiğine siyasi mücadele veriyor. Taraftar kızıştırıyor.
* * *
Halbuki:
i) Türban takıp devletin laiklik ilkesine saygılı olanlar da var, olmayanlar da var.
ii) Türban takmadığı halde Kürtlere, Alevilere özgürlüğü esirgeyenler de var, bu kesimlerin özgürlüğü yanında üniversiteye kızların başı örtülü gelmesini savunanlar da var.
Uygarlığın gerekli niteliklerinden birisi muhakkak ki laiklik ilkesi. Ancak, uygarlığı tarif etmek için bu ilke tek başına yeterli değil.
Laiklik uygarlığın gerekli ama yeterli olmayan ilkesi!
* * *
Ben muhafazakár yaşam tarzını benimsemiş nice uygar insanlar gördüğüm gibi uygar yaşam tarzını benimsediğini söyleyen nice bağnazlara da çok rast geldim!