OBAMA ABD Başkanı olduğunda onunla birlikte tarihin yeniden başladığını, artık dünyanın eski dünya olmadığını, bundan böyle barış ve huzur içinde yaşayacağımızı yazan yazarlarımız olmuştu. Ben ise ABD’de sadece seçilmiş garsonun değiştiğini, atanmış mutfağın ise aynı kaldığını, Obama’nın da her ABD Başkanı gibi, doğal olarak, ABD çıkarlarını korumakla görevli olduğunu iddia etmiştim.
Nitekim, Obama Beyaz Saray’da daha 100. gününü doldurmadan mutfak harekete geçti. Seçimden önce Guantanamo’yu kapatacağı sözünü vermişti ama bunun için istediği 80 milyon dolar ödeneği bazı Demokratların da ret oyu kullanması ile Senato’dan geçiremedi. Yine söz vermesine rağmen CIA’nın bazı "yasa dışı" hareketlerinin belgelerini ortaya çıkaramadı, işkencecilerden hesap soramadı.
Neden? Bunlar ABD’nin "áli çıkarlarına aykırı" da ondan! Mutfak istemiyor da ondan!
* * *
Bu hafta başında ise Kuzey Kore yeraltında başarılı bir nükleer deneme yaptığını açıkladı. Denemenin 10 ila 20 kilotonluk bir güçte olduğu ifade edildi.
ABD, "Dünyada kimin nükleer silaha sahip olacağına ben karar veririm" diyor.
Belli ki, Kuzey Kore de ABD’nin bu kararını iplemiyor. Zikzaklar çizse de nükleer silah üretme konusunda inatçı.
Şimdi dünya, Kuzey Kore’nin bu denemesi için kıyamet koparacaktır ama Kuzey Kore her geçen gün nükleer silah sahibi olmaya bir adım daha yaklaşıyor.
* * *
Kuzey Kore’nin bu yeni girişimi, nükleer silah sahibi olma konusunda inatçı bir diğer ülkeyi, İran’ı da teşvik edecektir. İranlı yetkililer, haklı olarak, "Kuzey Kore’nin yapmaya cüret ettiğini ben neden etmeyeyim?" diye düşüneceklerdir.
* * *
Geçen hafta Obama, Netanyahu ile görüştü. Obama, Netanyahu’ya, hiçbir şarta bağlamadan, bir an önce Filistin devletinin kurulması gerektiğini söyledi.
Netanyahu da, bence haklı olarak, İran nükleer inadından vazgeçirilmedikçe hemen dibinde İran’a bel bağlamış Hamas’ın kuracağı Filistin devletine sıcak bakmadığını belirtti.
Netanyahu, İran’ın nükleer silah ürettiği anda Suriye,Hamas,Hizbullah ve Irak’da hükmettiği Şii güçler üzerinden Ortadoğu’yu tamamen ele geçireceğini düşünüyor. Suudi Arabistan ve Mısır da İsrail’in kaygısına katılıyor.
Obama ise İran ile müzakerelere girerek yıl sonuna kadar bu ülkeyi nükleer konusunda ikna etmek istiyor.
Ancak, İsrail İran’ın müzakerelere giriyormuş gibi yaparak zaman çaldığını iddia ediyor.
Bu iddianın Kuzey Kore için geçerli olduğu ortaya çıktı. Meğer, Kuzey Kore yedi düveli oyalıyormuş. Atı alan Üsküdar’ı geçiyor.
* * *
Bir an için hayal edin. Kuzey Kore, Doğu Asya’da atom bombası üretiyor. Nükleer güce sahip Pakistan, Orta Asya’da Taliban’a teslim olmuş. Asya’nın batısında (Ortadoğu’da) ise İran atom bombasına ulaşmış!
Böyle bir dünya nasıl bir dünya olur?
Ortadoğu’da Türkiye nasıl bir duruma düşer?
Bu 2 soruya cevap verdikten sonra zihninizde şu soruya da cevap arayın:
Kuzey Kore’nin konuşarak ikna olmadığı bir dünyada İran sözle ikna edilebilir mi?
Eğer, 12 Haziran’da İran’da yapılacak başkanlık seçimlerini beklendiği üzere Ahmedinejad kazanırsa İran’ın müzakereler yoluyla nükleer silah üretmekten vazgeçmek için ikna olma ihtimali nedir?
ABD’de eninde sonunda mutfak mı garsona boyun eğecek, garson mu mutfağa?